Kürt edebiyatını, devletleri, kurum ve enstitüleri olan diğer ülke edebiyatlarıyla karşılaştırmak haksızlıktır.
***
Üzgünüm ki Kürt Edebiyatı, yalnızca yurt dışında nefes alıp verebiliyor...
Numan Menemencioğlu :
...
"Paşa, sen Kürtçe bilir misin ?" İsmet Paşa şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu.O bir şey söylemeden ben araya girdim ve hemen,
"Ekselans, biz Kürtçe bilmeyiz. Zaten bizde Kürtçe konuşulmuyor ve böyle bir dil de yoktur, 'dedim .Cuhurchill adamlarından birine sordu.
'Öyle mi Mister, Kürtçe diye
Belki de çok anlamsız görülebilecek şu soruyu Türkiyelilere ve özellikle Türkiye'yi yönetenlere sormak gerekli; Türkiye, Türkiye'deki insanlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, gülünç resmi tezlerin dışında, Kürt dili, kültürü, edebiyatı, ulusal değerleri, sanatı ve müziğiyle ilgili ne biliyor? Neredeyse hiçbir şey. Bugün Türkiye'deki Kürt imajı,
Kürt edebiyatının başlangıcını saptamak zordur. İslamiyet öncesi Kürt edebiyatı ile ilgili olarak hiçbir şey bilinmemektedir.
Arapça, Farsça ya da Türkçe yazarak yüzyıllar boyunca kendilerini ifade eden bir Kürt entelektüel seçkinler kitlesi daima olmuştur.
Bunun bir örenği Arapça yazmış olan, 13. asır Kürt tarihçisi ve biyografi yazarı Ibn el-Esir’dir. Diğeri ise Kürt kökenli Osmanlı ileri gelenlerinden Idris Bitlisi’ dir, Bitlisi 1501 yılında ilk Osmanlı Sultanlarının tarihinin izini süren bir eser olan ve Sekiz Cennet anlamına gelen Heşt Behişt'i Farsça yazmıştır. Bitlis Kürt prensliğinin 16. yüzyılın sonundaki hükümdarı Prens Şerefxan da Kürt tarihi hakkında sağlam bir kaynak olan, Ortaçağ da kaleme alınmış Şerefname’ yi Farsça yazmıştır.