" ... zaman taşkın bir dere gibi akıyor bu mahallenin içinden. Kimi o derenin suyunu içiyor, kimi o suda kirlerini temizliyor, kimi de içinde boğuluyor."
Reklam
Nasıl bir dünya burası ? Herkes nereye gitti. Dilimi konuşan kimse yok mu?
Reklam
Hayat, katılaşmaya yüz tutmuş kimyası bozuk bir sıvı ağır ağır aşağıya doğru akıyordu. Ve ben bu kimyanın oluşmasında payıma düşen sorumluluğu bir türlü tarif edemiyordum.
Yeryüzünde herkes iki hayat birden yaşar. Biri tenine dokunan gerçek hayattır, öbürü aklını başından alan hayali hayat.
112 syf.
10/10 puan verdi
Mine okunur İstanbul okutur
Özel bir İstanbul merakım yok aslında, Dolapdere’yi de bilmem. Ben Ankara insanıyım ve Afyon. Ama bu kitapta Mine Söğüt ne de güzel anlatmış. Merak etmeyeni, kitabı öylesine eline alanı bile içine çekiyor. Eskiden, yani 6-7 Eylül olaylarından önce, envai gayrimüslim azınlık yaşarmış bu semtte. Sonra yine envai azınlık gelmiş yerleşmiş. Çünkü bu insanlar evlerini eşyalarıyla birlikte terk etmek zorunda kalmışlar can korkusundan. Şimdi yaşayan insan manzalarına da şöyle bir dokunduruyor, hatta eskiden yaşayanlardan daha çok dokunduruyor bizi yazar. Kürtler, Ezidiler, Çingeneler, İslamcılar… Belki en etkileyici yer kitabın son kısmı idi. Orada İstanbul’un Mine’ye mektubu var. İstanbul ağzından kendi hayat hikayesini anlatmış aslında, sıkıcı olması beklenir biraz ama çok eğlenceli olmuş bilakis. Velhasıl, Mine’dir okunur, İstanbul’dur okutur.
Dolapdere - Kürt Kediler Çingene Kelebekler
Dolapdere - Kürt Kediler Çingene KelebeklerMine Söğüt · Heyamola Yayınları · 2009104 okunma
Reklam
Değerler yeniden belirleniyor burada. Her ölü yeniden diriliyor.
Sayfa 92 - Heyamola YayınlarıKitabı okudu
siz hiç bir pazarına gittiniz mi?
Ölüleri öperek yeniden ve yeniden dirilten melekler gibiler.
Sayfa 91 - Heyamola YayınlarıKitabı okudu
Umut denen şey, gerçekleşemese bile bir olasılık olarak hep var olan iyinin şifalı işaretidir
Sayfa 78 - Heyamola YayınlarıKitabı okudu
Dünü yaralı, bugünü riskli ve yarını meçhul insanlar başka başka kitapların, başka başka inançların vaatleriyle umutlanır ama tanrılarına yakardıkları kadar sitem de ederler.
Sayfa 73 - Heyamola YayınlarıKitabı okudu
Resim