Bazen kısıtlı zamanım olsa da, bu zamanları okuma deneyimiyle değerlendirmek istiyorum. İşte bu zamanlarda kısa öykü kitapları kurtarıcım oluyor. 'Fırtına Fotoğrafı ve Madalyon' adlı üç hikayeden oluşan kitap, bu zamanlar için biçilmiş kaftan oldu.
Fırtına, Fotoğraf ve Madalyon adlı hikayelerde, toplumun her kesimine bulaşmış eşitsizliğin, yozlaşmanın ve hırsın oluşturabileceği sonuçlara tanık oluyoruz.
En sevdiğim öykü Fırtına oldu. Belki de insan, kanayan yarasına denk gelince daha çok benimser. Hikayeyi okurken, keşke herkesin karşısına Prof.Dr. Yusuf Fetih Ulu gibi işinin ehli insanlar çıksa; böylece önyargısız ve eşitliği gözeten, liyakatin ön planda olduğu işlerde herkes layık olduğu değeri bulsa demekten alamadım kendimi.
Madalyon'da; Taksici Hüseyin ve Balıkçı Ahmet’in hikayesini okurken, kilise kalıntıları ve tarihle ilgili daha fazla ayrıntıya yer verilseydi, hikaye daha zengin olabilirdi. Belki ileride bir novel olarak karşımıza çıkar, kim bilir.
Londra'dan Sevgilerle 
Sarah Jio
