T. Erdoğan derhal rest çekti, " PYD'ye silah yardımı yapılmasından bahsediliyor, bizim için PYD ( Açılımı bilmeyenler için: Demokratik Birlik Partisi (Suriye), (Kürtçe: Partiya Yekîtiya Demokrat) terör örgütüdür, PKK ileeştir, ABD'nin PYD'ye silah yardımı yapmasına kesinlikle evet demeyiz, kabul etmeyiz" dedi. BREH BREH BREH! * T.Erdoğan bu şekilde atıp tuttuğu gün, Amerikan nakliye uçaklarından PYD'ye paraşütle silah ve mühimmat indirildi. * Evet desen n'olur. Hayır desen N'olur. Sana soran mı vardı?
Sayfa 318Kitabı okudu
Ben romanlarımı Kürtçe yazıyorum ve romanlarım sadece Kürtçe değil birçok dilde de yayınlanıyor. Dil zayıf ve yetersiz olsaydı ben bu romanları yaratabilir miydim?... Yetersizlik bize özgüdür, dil yetersiz olsaydı bugüne kadar nasıl yaşayabilirdi? Ne devlet var, ne kurum, ne kuruluş, ne enstitü, iki yüz yıldır bu dili yok etmek istiyorlar... Ortada bir güç yoksa bu dil nasıl bugüne dek geldi?
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
İnsanlığın bir gidişatı var. İnsanlık geçen seneki katliamlardan, şiddetten bir ders çıkarttı. Dolayısıyla şimdi diller, dinler ve kimlikler konusunda tam bir serbestlik söz konusu tüm dünyada. Bütün dünya buna doğru gidiyor . Ben eminim , yakın zamanda , yani yeni yüzyılın ilk çeyreğinde, bu sorunların önemli bir bölümü aşılacaktır Türkiye'de de. Kürtler televizyonlarına kavuşacaktır, çocuklar Kürtçe dersler görebilecektir ve bu Türkiye'yi bölmeyecektir. tersine Türkiye'yi daha zenginleştirecektir, daha da güçlendirecektir, daha erdemli, daha itibarlı hale getirecektir.
Sayfa 172Kitabı okudu
Kürtçe benim anadilimdi ve yasaklanmıştı. Bu nedenle yasaklanmış bir dilde yazmanın ahlaklı olduğunu düşünüyorum. Anadilin korunması ve kollanması ahlaki bir konu. Ben katil olmak istemiyorum.
Sayfa 222Kitabı okudu
Askeri darbenin en kötü  günlerinde Diyarbakırlalar hapishaneden gelen işkence  çığlıkları sindirilmişken, Ankara'dan şehre müfettiş  kılıklı bir adam gelmiş. Esrarengiz ziyaretçi  kendisini havaalanından oteline götüren taksinin Kürt söförüne Diyarbakır'da hayatın  nasıl  olduğunu sormuş. Şoför de bütün Kürtlerin yeni askeri yönetimden çok memnun olduğunu, Türk bayrağından başkasına inanmadıklarını,  ayrılıkçı teröristlerin hapse atılmasından sonra şehir halkının çok mutlu olduğunu söylemiş.'Ben avukatım' demiş Ankara'da n gelen ziyaretçi .'Hapiste işkence görenleri, Kürtçe konuştu diye köpeklere yedirenleri savunmaya geldim.'Bunun üzerine şoför ilk sözlerinin tam tersi bir havaya girmiş. Hapishanede Kürtlere yapılan işkenceleri, canlı canlı lağımlarla atılanları, dövüle dövüle öldürülenleri sayıp dökmüş. Ankara'dan gelen avukat dayanamayıp şoförün sözünü kesmiş .' Ama az önce tam tersini söylüyordun, ' demiş. Diyarbakırlı şoför de ' Avukat Bey, haklısınız, 'demiş .'ilk söylediğim resmi görüşümdü. Ikinci söylediğim de şahsi görüşümdü. ' "
Sayfa 334Kitabı okudu
358 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın dilimize Kürtçe'den çevrildiğinin gözümüze sokulması bence en büyük eksisi. Eksinin Kitabın aslının Kürtçe olmasından değil, bu durumun gözümüze sokulmuş olmasından kaynaklandığının altını çizmek istiyorum. Neyse, maalesef bu durumun göze sokulma sebebi sizi yanıltmıyor. Kitap üstü kapalı propaganda peşinde. Malum ideolojiyi haklı, masum, hatta şirin göstermenin peşinde. Sözüm ona başka bir ülkede geçen maceranın satır aralarında Türkiye'ye laf sokuşturuluyor. Tüm bunları görmezden gelerek kitabın özüne yöneldiğinizde aslında kurgusu sağlam bir macera var. (Her ne kadar başlangıcı Tarkan'ı kurtaran kurt hikayesinden araklanmış olsa da) Mantık hatası yok, ince detaylar güzel. Hatta benim özellikle takdir ettiğim işin, sonunu baştan anlattığı halde okuyucu kitabın sonuna kadar merakla bekleten bir kitap. Çoğu yerde kafanızda tahminler yürütürken, ha sahi böyle olmuştu dedirtip yanıltıyor. Ancak, bitmek bilmeyen tasvirler, birbirini tekrar eden, olmasa da olur kelimeler insanı yıldırıyor.
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179.6k okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.