Kurtla Kuzu
Zaten işkence nedir? İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir.
Sayfa 119
Kurtla Kuzu
Onlara hiçbir zaman kızamıyor, onlardan nefret etmiyor, sadece zavallılıklarına, daha doğrusu insanlığın bu kadar tiksinecek hale gelmesine acıyordum.
Sayfa 119
Kurtla Kuzu
Dedim ya, kendi içimizde, kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki.. Böyle vesilelerle meydana çıkıyor da öğreniyoruz. Bunların var olması utanılacak bir şey değildir, var olduğunu öğrendikten sonra buna göre hareket etmemek yanlış, hatta korkunç olabilir.
Sayfa 114
Kurtla Kuzu
" Olur, bazan olur.. İnsan dedikleri mahlukun, içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki, en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir.
Sayfa 114
Kurtla Kuzu
Açık söylüyorum, sizi karşımda bir çeşit suç ortağı olarak görünce adeta mutlu oldum. Neyse... Dayak o kadar önemli değildir, diyordum. Çünkü otuz kırk sopadan sonra insan çok kere bir şey hissetmiyor. Tabuta girmek, susuzluk... Uykusuzluk... Hepsi geçiyor. İstesek de istemesek de geçiyor. Ne kadar korkunç olursa olsunlar, bunları çekerken, şu nokta daima aklımızda : Bunlar benim iradem dışında olan işler. Önüne geçmek için ne yapabilirim? Yalvarmak mı? Asla... Ne faydası var ki? DİLİMİZ AYRI, DÜNYAMIZ AYRI... Kuzunun kurda yalvarması gibi bir şey olur. Çünkü bana işkence edenler de, birkaç ruh hastası bir yana, bunu sadece zulüm olsun diye, zevk almak için yapmıyorlar... Vazife diye başlamışlar... Ruhunu ekmek parasına satan her insan gibi yavaş yavaş alışmışlar, birer makine haline gelmişler.
Sayfa 129
On üç öykü ve dört masaldan oluşan Sırça Köşk, Sabahattin Ali'nin kelimeleri özenle seçip, aynı özeni topluma bakış olarak kullandığı bir yapıt. Sade bir dil ve toplumun her kesimine yönelik ironi temalı üslubunu bu yapıtta da kullanıyor. Öyküler ve masallar yazıldığı dönemi yansıtmakla birlikte, farklı bakış açılarını sosyolojik temellendirmelerle, gün yüzüne vuruyor aslında. Her öyküde farklı bir tema ve mesajla toplumdaki çarpıklıkları, yanlışları ele alıyor Sabahattin Ali. Öykülerinde en çok beğendiklerim, Katil Osman, Millet Yutmuyor, Hakkımızı Yedirmeyiz ve Kurtla Kuzu oldu.
Masallar, edebi metin sınıflandırması bakımından öğretici metinler dahilindedir. Sabahattin Ali de masalların bu özelliğini kullanarak geçmiş zamanda kurguladığı metinleri yaşanan gün şartlarına uyarlamayı başarabilmiş. Öyle ki dört masalda da hem yazıldığı gün hem de yaşadığımız çağ neticesinde olayları yorumlamak ve ders almak mümkün. Sırça Köşk adlı masal da çarpıcı olduğu kadar başkaldırı niteliğinde. Öyle ki bu yapıt basıldığı zamandan, kısa bir süre sonra yasaklanmış ve okuyucuyla geç buluşmuştur.
Gündelik hayattan, toplumsal sorunlardan, kendimizden bir şeyler bulmak oldukça mümkün bu yapıtta. Dolayısıyla herkese tavsiye ediyorum. 
Sabahattin Ali
Ben de, bu zavallıları dinledikçe, hallerine baktıkça, uğrunda savaştığım gerçeklere daha çok inanıyor, ahmaklıklığın , geriliğin ve namusuzluğun bir gün nasıl olsa yenileceğine daha çok güveniyordum. Yalnız, zayıf olmamak ve dövüşmekten vazgeçmemek lazımdı. Sabahattin Ali 
Sırça Köşk ten Kurtla Kuzu öyküsü