kurtlukalem

Fransızlar arasında Attila'nın adına bağlı tek bir kahramanlık şarkısına dahi rastlanmamasına karşılık, Germen kavimlerinin Ortaçağ şiirlerinde büyük Hun kralı Attila an'anevi bir simadır. Alman efsane araştırıcılarının bu baptaki ortak kanaatlerine göre Attila, Heldensage denilen efsanelerin merkezinde bulunur hatta, birçokları Heldensage'nin oluşumunu Hunların tarih i faaliyetine bağlarlar.
Sayfa 150 - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Yayınları 1982, Atatürkün 100. Doğum Yılına ArmağanKitabı okuyor
Reklam
İktidarının doruğunda bulunan Attila'nın yerinde başka birisi olsaydı, muhteşem libaslar içinde gezer ve altın-gümüş içinde yüzerdi. Lakin Attila böyle yapmadı, sadeliği severdi. Elçilik arkadaşlariyla birlikte ilk defa Priskos'u huzuruna kabul ettiği zaman, Attila alelade tahta koltukta oturuyordu ve İkamet ettiği çadır da herhalde fevkalade bir şey değildi. Hiçbir tarafta ihtişamdan eser yoktu. Kendisine, başkentinde layikiyle işlenmiş ahşap bir saray yaptırdığı hakikattı. Lakin bu şaşaalı muhitte hükümdar Attila herhangi adi bir Hun kadar sade yaşardı. Misafirlerine gümüş tabaklar içinde çok çeşitli yemekleri ikram ettiği halde, kendisi tahta bir tabak içinde sadece et yemeğiyle yetinmiştir. Priskos, Attila'nın diğer hususlarda ölçülü olduğunu itiraf eder. Misafirlerin önüne çok miktarda altın ve gümüş kadehler koymuşlar. Attila ise tahta bir kupa kullanmıştır. Giyimi de tamamen sade imiş ve ancak temizliğiyle dikkati çekermiş. Ne kılıç kayışı ne de barbar biçimindeki çarığının bağı ve hatta atının gemi, diğer '"İskitlerinki" gibi altın, kıymetli taşlar ve kıymetli eşya ile alabildiğine süslenmişti.
Sayfa 103 - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Yayınları 1982, Atatürkün 100. Doğum Yılına ArmağanKitabı okuyor
Bizanslılar 'barış uğruna' Hunlara ağır senevi vergiler ödüyorlardı. Her ne kadar Bizanslılar bu rezaleti süslemeye çalıştılarsa da, Attila imparatora bu husustaki düşüncelerini açıkça beyan etmişti: "(İmparator) Theodosios, asil ve seçkin bir ailenin çocuğudur; kendisi (Attila) de asilzadedir, babası Muncuk asaletini lekesiz olarak muhafaza da etmiştir. Buna karşılık Theodosios, kendisine vergi ödeyen bir köle haline gelmek suretiyle babasından miras aldığı asaleti kaybetmiştir.
Sayfa 92 - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Yayınları 1982, Atatürkün 100. Doğum Yılına ArmağanKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Jordanes, Hunların "süratli atlılar" olduklarını itiraf eder. Sekenenin ürkek gözleri önünde bir fırtına gibi görünürler ve uçan kuş sürüleri gibi kavbolurlardı. Tabiatİyle ata çıplak binmemiş ve eğerlemişler, süslü gemler kullanmışlardır. Ammianus, atlarının "mütehammil, fakat şekilsiz ve biçimsiz" olduğunu söyler. Equus Gmelini, ufak lakin mütenasip yapılı bir hayvan cinsi olduğundan bu tasvirlere bakarak bahsedilen hayvan tipinin moğol midillisi (equus Przewalski) bulunduğunu düşünebiliriz. (Sayfa 82)
Attila ve Hunlar
Attila ve Hunlar
Gyula Németh
Gyula Németh
kurtlukalem tekrar paylaştı.
iki ruh gerçekten tamamlanmışsa ayrılık yoktur
İki insan aynı evde yaşayıp birbirlerini her gün her an görebilirler yine de kuzey ve güney kutbu kadar birbirlerinden uzakta olabilirler. Kader tarafından birbirlerinden kilometrelerce uzağa fırlatılmış olan ve yaşamın zor şartları yüzünden birbirlerine ulaşamayan insanlar vardır yine de birbirlerine herkesten daha yakin olabilirler, bu ruhen birleşmiş insanların birbirlerinden uzağa fırlatılabileceği fakat bu bağın arasına hiçbir şey giremeyecek kadar yakın olacaklarini ispatlar. Yakınlik ruhlarin yakınlığıdır fiziksel bedenlerin degil. Eğer iki ruh gerçekten tamamlanmış birleşmişse ayrılık yoktur, kimse onları ayırmaz.
Reklam
Reklam
3.494 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.