Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Kurtulmuşlar topluluğu -
Peygamberimizin hadisinde işaret ettiği Kurtulmuşlar Topluluğu : "Ehl-i sünnet Vel Cemaattir". - İmam-ı Rabbani (ks) -
Birbirinden çok belirli bir biçimde ayrılan iki kategori insan var: kurtulmuşlar ile yitikler.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Yoksunlukla maddi bakımdan çekilen eziyet, birçok alışkanlıkla birlikte sürüyle sosyal eğilimi de körlüyor. Hepsinden daha dikkate değer görünen şey de şu: Birbirinden çok belirli bir biçimde ayrılan iki kategori insan var: kurtulmuşlar ile yitikler. Öbür zıt karakterler (iyi ile kötü, bilge ile budala, korkak ile cesur, mutlu ile mutsuz) birbirinden çok belirli bir biçimde ayrılmış olmuyor.
Sayfa 108Kitabı okudu
Vura vura Silkileceksinizz
PKK-KDP anlaşmasından sonra Türkiye'nin bölgedeki faaliyetleri anlaş­maya tepki olarak daha da yoğunlaşmıştır. 14 Eylül 1983'de bir Türk savaş uçağı Kuzey Irak üzerinde keşif uçuşu yaparken arızalanmış ve düşmüştür. iki pilot paraşütle atlayıp kurtulmuşlar ancak peşmergelerin eline düşmüşlerdir. Türkiye, peşmergelere çok ağır tehditlerde bulunarak pilotların Türkiye'ye iadesini sağlamıştır. Öte yandan PKK'nın 1983 senesi içinde Türkiye'de gösterdiği faaliyetler halk desteği bulamadığı için, A.Öcalan'ın eylemlerin bir an önce baş­laması için yaptığı baskılara rağmen, başarısız olmuştur. Bir tek Eruh bölgesinde çalışan grup Eruh alanının ve halkın eylem için uygun olduğu şeklinde tespitlerde bulunmuştur. Türkiye'ye giren militanlar 1983 sonunda Kuzey lrak'a dönerken, eylem için baskı yapan A.Öcalan'a yönelik, "kendisi Şam'da lüks içinde yaşayıp bizi ölüme yolluyor" eleştirileri yapılmaya başlamıştır. A.Öcalan, seneler sonra bu günlerle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapacaktır: "Biz Botan'a girdiğimizde tek bir köylü dostumuz yoktu. Vura vura açtık."
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Karacaahmet
Çok güzel ve zevkli bir kitap herkese tavsiye ederim okunması gereken bir kitap. Deryada sonsuzluğa fikretmeye ne zahmet! Al sana derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan neymş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 201821bin okunma
müminler bilirler ve görürler; kentler, ufuklar, doğu ve batı, gece ve gündüz ve öte dünya, cennet ve cehennem, değişmiştir, yakına gelmiştir, yenilenmiştir. ruha yavancılaşmadan kurtulmuşlar ve onunla bir olmuşlardır. insan yeniden alem-i kübradır
Reklam
Gençliklerin­de sırf yaşları bunu gerektirdiği için yaptıkları gibi, gü­neşi, bitkileri, havayı... bir duygu gibi koklama ve saç­masapan konuşma zorunluluğundan artık kurtulmuşlar, canlarının derdindeler ve gereksiz gevezeliğe pek girişmiyorlar. (Girişenlerin bu hareketi artık sularının iyice ısınmış olmasına verilebilir.)
Yaşamak başlı başına nadir bir hazine aslında
Atalarından hiçbirinin çocukken ölmemiş olma ihtimali, birkaç milyarda bir sadece. Çünkü burada konu sadece veba değil, anlıyor musun? Senin atalarının hepsi, ama hepsi, en büyük felaketlerde, çocukların sapır sapır döküldüğü en kötü dönemlerde bile büyümüşler ve çocukları olmuş. Tabii birçoğu hastalığa yakalanmış, ama kurtulmuşlar işte. Böylece sen, Hans-Thomas, yüz milyarlarca kez ölümün eşiğinden dönmüşsün. Bu gezegendeki yaşamını böcekler ve vahşi hayvanlar, meteorlar ve yıldırımlar, hastalık ve savaşlar, seller ve yangınlar, zehirlenmeler ve cinayet girişimleri tehdit etmiş hep. Sadece Otuz Yıl Savaşı'nda yüzlerce kez yaralanmışsın; çünkü ataların her iki tarafta da yara almışlar şüphesiz. Bir bakıma sen de o zaman aslında kendine karşı, üç yüz yıl sonra doğma olasılığına karşı savaşmış sayılırsın. Ve İkinci Dünya Savaşı'nda yine aynı şey oldu. Eğer yurtsever Norveçliler işgal sırasında büyükbabanı vursaydı, ne sen doğardın, ne de ben. Mesele, aynı durumun tarih boyunca milyarlarca defa yinelemiş olması. Ne zaman havada oklar uçuşsa, senin doğma olasılığın alabildiğince küçülmüş oluyordu. Ama sen yine de burada oturuyor ve benimle konuşuyorsun işte. Anlıyor musun Hans-Thomas?
Sayfa 128Kitabı okudu
Gençliklerin­ de sırf yaşları bunu gerektirdiği için yaptıkları gibi, gü­neşi, bitkileri, havayı... bir duygu gibi koklama ve saç­masapan konuşma zorunluluğundan artık kurtulmuş­lar, canlarının derdindeler ve gereksiz gevezeliğe pek girişmiyorlar. ( Girişenlerin bu hareketi artık sularının iyice ısınmış olmasına verilebilir.)
Eski Yunanlıların bildiği bir başka çeşit korku varmış; bizim aklımızın şaşkınlığı dışında bir şeymiş o; görünür bir sebep yokken tanrısal bir dürtüden gelirmiş. Toptan bir halkın, orduların kapıldığı olurmuş bu korkuya. Kartaca'nın altını üstüne getiren böylesi bir korku olmuş. Bağırış çağrışmalar gökleri tutmuş; bir baskın varmış gibi millet sokaklara dökülmüş, düşmana saldırır gibi birbirlerini yaralamış, öldürmüşler. Kargaşaya, şamataya boğulmuş bütün Kartaca: Sonunda dualar, kurbanlarla Tanrıların öfkesini yatıştırmışlar da öyle kurtulmuşlar bu beladan. Pan Tanrının saldığı korku anlamına panik diyorlar buna.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
528 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“ Herkes kelimeleri söyleyebilir ama çok az insan, kelimelerin arkasında atan kalbi duyar.” Altı yaşında annesini kaybetmiş ve sokaklarda kendi başına hayatta kalmayı öğrenmiş, ülkesinin en becerikli hırsızı olduktan sonra kraliçesinin Rahtan şövalyelerinin arasına girmeye hak kazanmış, 17 yaşındaki Kazimyrah... Kendilerinin ülkedeki en eski
Hırsızların Dansı
Hırsızların DansıMary E. Pearson · Martı Yayınları · 20221,378 okunma
Karacaahmet
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak
(...) Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar...
Sayfa 131 - ŞEHİR -Karacaahmet 1969- 8.Baskı, Büyük Doğu Yayınları
Ey azizim!Allah aşkına Müslümanlar,Allah'ın kitabındaki manayı anlamışlar mı? Ve böylece nefisleri ve ruhları yücelmiş mi? Madde köleliğinden kurtulmuşlar mı? Şehvet ve Arzularının zevkinden temizlenmisler mi? Basit işler ve en değersiz maksatlardan uzaklaşmışlar mi? Allah yolunda cihad ediyorlar mi? O'nun dinini yeryüzüne yaymaya çalışıyorlar mı? Yoksa onlar şehvetlerinin esiri,arzu ve tamahlarinın köleleri midirler?Onların bütün gayretleri yumuşak bir lokma,güzel ve konforlu bir binek,güzel bir elbise,rahat bir uyku,parlak bir kadın,yalancı bir gösteriş ve boş bir unvanmı?
288 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.