Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEKTAŞİ MÜCABİDİN ALAYI KAFKAS CEPHESİNDE
Alevi bektaşiler ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan önce I Dünya Savaşı'nda da ülkenin savunmasında cephelerde yerlerini almışlardır.Bunlardan biri de Birinci Dünya Savaşında kurulan ve önce Gelibolu'ya sonra Kafkas cephesine gönderilen Hacı Bektaş Dergahı Piri Cemalettin Çelebi'nin başında olduğu Bektaşi Mücahit'in alayıdır
Sayfa 67 - Etik yayınlarıKitabı okudu
Hünkâr ruhumdaki yeşeren daldır, Atam o daldaki açılan güldür. Tıpkı buna benzer, buna misaldir, Dalım Hacı Bektaş, gülüm Atatürk...
Reklam
"Hiçbir savunma aracımız olmasa dahi, dişimiz, tırnağımızla, zayıf dermansız kolumuzla savaşım vererek, şeref ve onurumuzu, namusumuzu savunmayı gerekli görüyorum. Tarih bize vatan uğrunda, canını malını esirgemeyen ulusların asla ölmediklerini, hala yaşadıklarını göstermektedir. Ben yaşamımı hiçbir zaman üstün görmedim. Her an ulusum için onurumla ölmeye hazırım."
Mustafa KemalKitabı okudu
İstanbul hükümetinin Anadolu’ya dağıttığı, halkın M.Kemal’e destek olmamasını isteyen fetvaların etkileyici olmayışı Anadolu Aleviliğinin Sunni halifeliğe bağlı olmayışından kaynaklanmıştır.
M.Kemal Ankarada Seymen Alayı ile karşılanmıştı. Bir Alevi ve Ahi geleneği olan Seymen Alayı her zaman duzenlenmezdi.Toplum inancına göre "kizilca günlerde " düzülürdü.Yani ülkenin ulusca kutlanan bir bayramında. Bu bir Oğuz geleneğiydi. Tarih boyunca üç kez Seymen Alayının duzuldugu görülmüştür. İlki Selçuk Beyin Han secilisinde İkincisi Osman Beyin Bey secilisinde Üçüncüsü ise M.Kemalin Ankaraya gelişinde.
Alevilerin bu tutumunu Koçgiri Ayaklanması'nda da görmek olası. Koçgiri Ayaklanması etnik içerik taşıdığı ve padişah-halifoci Osmanlı'yla bağ kurduğu için Anadolu Aleviliğinin desteğini sağlayamadı. Genelinde Osmanlı'ya karşı Aleviliğin bir tepkisi vardı. Osmanlı korumasının arkasında da bir emperyalist gücün olacağını biliyorlardı. Koçgiri hareketiyse Türklüğe karşı ödünsüzdü. Kesinlikle birlikte hareket etme yanlısı değildi, ayırlanma, ayrı devlet kurma düşleniyordu. Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullarda, en uygun ve gerçekçe seçimin ne olacağı kestirilemiyordu
Reklam
Özgür yaşama ve değişkenliğe alışmış olan Türkmen kökenli Anadolu Alevileri İmparatorluğun resmi ideoloji durumuna soktuğu Sünnilikle bağdaşmamışlardı. Aralarında gittikçe kuramsal ve toplumsal ayrılık netleşiyordu. Bu kuramsal ayrılık toplumsal nitelik kazandıkça, belli sınıfların ideolojileri durumuna geldiler. Sünnilik Osmanlı yönetici ve üst tabakaların, Alevilikse göçer ve yerleşikleşmiş geniş Anadolu ve Rumeli köylüsünün ideolojisi oldu. Artık Anadolu köylüsü hem toplumsal yapısı, hem de ideolojisiyle aşağılanıyor ve kıyılıyordu. Osmanlı yönetimine karşı tepki konumuna girmesi bu nedenlerle doğaldı. Durumlarını kurtarmak için arayış içerisindeydiler. Osmanlı yönetiminin ötesinde bir düzen, onlar için kurtuluştu. Yeni Osmanlılar, Genç Türkler, İttihat ve Terakki ile M. Kemal eylemlerinin içerisinde kitlesel olarak yer alışları bu nedenleydi. Padişaha, halifeliğe ve emperyalizme karşı savaşa girecek olan M. Kemal, böylece en doğal güç ve kadrosunu Anadolu ve Rumeli Alevi-Bektaşilerinden bulmuş oluyordu.