Suyu bulandırmayalım: Aşağıda su içiyor belki bir güvercin. Veya uzak bir kasabada testi doluyor. Suyu bulandırmayalım: Belki bu akan nehir, yüreklerden kederi temizleyecek. Belki de bir ermiş kuru ekmeğini banıyor ona. Güzel bir kadın nehir kenarına geldi, Suyu bulandırmayalım: Güzel yüzü iki kez.
Sayfa 18 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
Bebeklerin beslenmeye, su içmeye, kuru giysilere ve barınacak bir yere olduğu kadar sevgiye ve ilgiye de ihtiyaçları olduğunu bilmiyordu.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Rezilliklerle dolu, akıldışı ve kontrolsüz olarak tanımlanan çılgın bir dünyaya bir kadının vurduğu hayat verici ve hayat geliştirici bir derstir bu. Çevresindeki kültürün onu daha da kurutmasına izin veren masaldaki çocuktan farklı olarak, kimi zaman çorak bir toplumun önünde eğilip yaltaklanmanın tek alternatifi, cesaretle sırılsıklam olmuş bir eyleme girişmektir. Cesaret yüreği izlemek demektir. Her gün büyük bir yürek isteyen eylemler yapan milyonlarca kadın vardır. Kuru bir toplumu yeniden biçimlendiren, sadece tek tek eylemler değil, ama bu eylemlerin sürdürülmesidir de. " Damlayan su taşı deler."
Sayfa 269Kitabı okudu
Bizler
Biz bir elbiseyi dört yıl, beş yıl, altı yıl giyeriz. Elbisemiz üstümüzde eskir. Eskiyle gezer, ona alışırız, çıkartmak da istemeyiz. Ta ki evlerimizden kadınlarımız, kızlarımız şikâyet edip, sabah akşam "Komşularımızdan, eşimizden dostumuzdan utanıyoruz!" diye diye başımızı ağrıtana kadar. Bizden çoğunun elbisesi üstüne göre biçilmiş
Kur'an'ın Gücü Kaç yaşındasın nine? 71 Demek İstiklal Savaşı'nda 20-21 yaşlarındaydın... Öyle zahir... O günden beri çıkmadın mı köyünden? Çıkmadım. 50 yıldır çıkmadın ha?
İnsanoğlu acıkmasa biz hala taş devrindeydik. Bütün buluşlar neden olmuş? Hep açlıktan. İnsan acıkmış da ekmek pişirmiş, peynir mayalamış. Tokluk rehavet yapar. Tok insan düşünür mü: Bu toprakta sarı bir şey bitiyor tane tane. Dur ben bunu biçeyim. Sapıyla samanını ayırayım. Tanesini ezip öğüteyim. Un yapayım. Hmm un. Kuru bir şey. Dur ben buna su katayım, mayayı icat edip mayalayayım. Hamur olsun. Sonra bir sopayı yontup merdane yapayım. Merdaneyle hamuru açayım. Pişireyim, ekmek olsun. Pee, tok adam bunları düşünecek! Tok adam parmağını kıpırdatmaz. Ben de acıktım, ekmeğimi buldum.
Sayfa 70 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.