küçük bir kainat şu insanoğlu
ne varsa âlemde o var ademde
katreden ummana arş-ı ala ya
ne varsa âlemde o var ademde
gönlüm bir resmidir mevsimler ancak
kah aralık oluruz,kah mart, kah ocak
karanlık, aydınlık, soğuk ve sıcak
ne varsa âlemde o var ademde
bir peşin hükümdür uzak ve yakın
ey gönül seraba aldanma sakın
uzakta arama içine bakın
ne varsa âlemde o var ademde
çatlayan tohumlar filiz verince
çiçekler topraklarla öze erince
şaşmamak mümkün mü bunu görünce
ne varsa âlemde o var ademde
geride bir kuru esinti kalır
baharın yerini zemheri alır
hazan vurur yaprak dalından olur
ne varsa âlemde o var ademde
sonsuzun kudreti faniyi boğar
güvendiğin o dağlara kar yağar
her şey bitti dersin yeni gün doğar
ne varsa âlemde o var ademde
İbret aldın okudunsa şu yaman dünyadan
Nefsini kurtara gör içindeki çığlıklardan
Yaradılışın amacını bul dünya aşkıyla
Önü yoktan, sonu yoktan, bu kuru davadan
Utanır Tanrının bağışıyla bu cehennem de geçer.
youtu.be/VaW05cyHqQA?si=...
"Foulon yaşıyor! Açlıktan kıvranan insanlara ot yiyin diyen Foulon! Bir kuru ekmek veremediğim yaşlı babama ot ye diyen Foulon! Anasının kuruyan memesinden süt ememeyen bebeğe ot em diyen Foulon! Ah bu Foulon! Tanrım ne acılar çektik! Duy beni ölen bebeğim ve eriyip giden babacığım! Şu taşın toprağın üzerine yemin ederim ki intikamımızı alacağım Foulon'dan! Kocalar, kardeşler ve delikanlılar, Foulon'un kanını getirin bize! Foulon'un kellesini getirin bize! Foulon'un kalbini getirin bize, Foulon'un bedenini ve ruhunu getirin bize, paramparça edin Foulon'u ve toprağa gömün ki üzerinde otlar bitsin!"
“Bu topraklar yeniden fethe muhtaçtı, fetih sancağı açıldı..”
Hz. İsa yolda yürürken
İsrailoğulları’nın zina ettiği gerekçesiyle bir kadını recmetmek üzere olduklarını görür.
Çaresiz gözlerle yardım isteyen, sessizce imdat çığlıkları atan kadını bırakmalarını söylese, “sen bir fahişeyi mi koruyorsun” diyeceklerini bildiği için kalabalığa;