yeraltında akıyor esintin
sesini işitiyorum,
yüreğimden bir adın daha geçiyor
derken
serpilip ırmak olacak bir su kalkıyor
kımıltısız kuru topraktan
düşünüyorum.
bitirdiğim kitap sonrası dışarı çıkıp domuzuna yağan yağmurda ıslanmamak için saçak altında sigara içerek kendimi ödüllendirdiğim sırada önümden bir kadın yağmurdan ıslanmamak için koşar adım geçti. baktım beş altı metre arkadan da 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu ıslanmasına rağmen önüne baka baka yavaş bir yürüyüşle kadını takip ediyor.
kadın bir an durup bu kız çocuğuna; ''hadisene be kızım. hızlı yürü, bak ıslanıp hasta olacaksın.'' deyince bu kız çocuğu kadına gayet sakin bir şekilde; ''ama anne hızlı yürürsem yerdeki yağmura basarım, o zaman ayakkabılarıma su girerse, ayakkabılarımın topuklarındaki ışıklar yanmaz. kuru yerlere basa basa geliyorum o yüzden.'' dedi.
umarım bu çocuk kendince ayakkabılarını korumak için almaya çalıştığı önleme artan enflasyon sebepli değil de saf çocukluk duygusu ile karar vermiştir.
ek: çocuğun verdiği bu cevap sonrası annesi çocuğunu kucağına alıp hızlı hızlı gitti, ikisinin de gönlü oldu. ben de içtiğim sigara bitti diye içeri girip şahit olduğum bu olayı yazdım. şimdi de
Çerkez Ethem kitabını okumaya devam edeceğim.
ek-2: içtiğim sigara da tütün ha. ulan 50 lira sigara mı olur.. puu..
Tental Azabı veya Tantalos işkencesi: Zeus’un oğlu Tantalos, tanrıların sofrasına oturabilen tek insandı. Ne var ki, Olimpos tanrılarını küçümsedi, kudretlerini sınamaya kalktı ve sonunda da Olimposluların hışımına uğradı. Tanrılar onu Hades’in göllerinden birine yerleştirdiler. Çenesine kadar suyun içindeydi ama içmeye kalktığında su çekiliyor ve sadece üzerine bastığı zemin kalıyordu. Ayrıca başının üzerinde binbir çeşit meyve asılıydı ama o elini her uzatışında çıkan bir yel dalları savurarak meyveleri ondan uzaklaştırıyordu. Ona verilen, kuru bir boğaz ve aç bir karınla sonsuza dek yiyecek içeceğin içinde yaşama cezasıydı.