Her gün aynı sabahın güneşi yüzümü yalıyor. Her gün aynı telaşe. Bir kuş görürsem şayet, sigara yakmıyorum o sabah. Anadolu Rock dinleyerek ayılıyorum. Bazen Emel'den açıyorum şarkıları. Jokeyi olmayan at misali oradan oraya koşuşturuyorum. Aslında kendimden kaçıyorum tüm gün.
Selçuk Baran’ın hikâyelerinde genel olarak umutsuzluk, yalnızlık ve hayat karşısında başarısızlığa uğrayan karakterler görürüz. Onun hikâyelerinde objektife yansıyanların çoğunlukla “küçük” insanlardan oluştuğunu da görürüz. Nedir bu küçük insan? Onlara sıradan yahut “o”, “bu”, “şu” demeye gönlüm elvermedi. “Küçük” tabiri ise onları hor görmek
Bazı insanlar hayatınıza yıldırım gibi düşerler,
Bazıları kuş tüyü gibi inerler yavaş yavaş, zarafetle, döne döne...
Bazı insanlar hınçla taşırır kabınızı,
Bazıları suyun üzerinde yüzen bir gül yaprağı misali yer alır yaşamınızda...
Bazı insanlar sizin üzerinizden kendilerini temize çekmek için isterler sizi,
Bazıları sadece sever, sessizce...
Bazı insanlar alanınızı işgal eder, bazıları hiç yer kaplamaz hayatınızda...
Bazı insanların sözlerinin tahrip gücü yüksektir, bazıları konuştuğunda kadifeden bir el değer kalbinize...
Bazı insanlar lokmaları dizer boğazınıza, bazıları bir kaç kiraz bırakır avucunuza...
Bazı insanlar bağırarak sever, bazıları bir Akdeniz ezgisi mırıldanır kulağınıza...
Bazı insanlar bir kılık olarak taşır onuru üzerlerinde ve her gösteriden sonra çıkarıp asarlar askıya,
Bazılarının derisidir şeref, yüzdürmezler her ne pahasına...
Bazı insanlar iyi ve güzel ne varsa karşıdır, bazıları değirmenlere karşıdır...
Bazı insanlar olmasa daha iyi olur,
Bazıları olursa çok iyi olur...
~ Evrim Kuran ~
youtu.be/OrCx5wW94m0
Vivaldi’nin bu parçasını ne zaman dinlesem, tarif edilemez derinlikte bir huzur hissederim. Bu huzurun ardından boğazımdaki düğüm sihir olabileceğini düşündürecek bir zariflikle çözülür,
içime sevinç dolar. Sonra aşık olmak isterim. Evet, bu parçayı ne zaman dinlesem karşı konulamaz bir aşık olma arzusu kaplar