Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık.
İnsan erken öğreniyor gözyaşını. Harfler ıslanıyor. Renkler terk ediyor. Sesler çok eski bir mezar
Sayfa 23 - Kırmızı Kedi Yayınları 11. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Önce dinledim. Bu çok uzun sürdü. Sürer hâlâ. Herkes güzel konuşuyordu. Kıskanıyordum. Öfkeyle tevazu büyülü bir beșikti. Bunun hayranlık olduğunu bilmiyordum. O güzel sözleri söyleyenler de bilmiyordu. Cümlesi olmayanların canı sıkılmıyordu hiç. İnsan iyiliği öğrenmeden bilirmiş de, kötülük için zaman gerekirmiş. Şimdi bile kime söylesem, uzak uzak bakıyor. Yalnızlık böyle saçaklanıyormuş...
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi Yayınları 11. BaskıKitabı okuyor
Biraz Daha Güzellik
Biz hepimiz yalnızlıktan yapılmış birer baş dönmesiyiz. Her şeye sahip olduğumuz sanısı, her şeye gücümüzün yeteceği yanılsaması, her şeyin etrafımızda döndüğü kuruntusu...
Sonsuzluk, Şehrazat, ölümden sonra mı başlar, yaşayalım diye bize verilen şu hayat mıdır?
Zaman değil de dünya geçiyormuş insanın üzerinden. Bir parçan yollarda hayal, bir parçan evlerde çürüme fotoğrafı, bir parçan çarşıların ipinde arzu. Herkes kayıp. İnsan ölülerine yetişemiyor. Azıcık yavaşlasa, azıcık soluk alayım, hayal kurayım, yaramı seveyim... dünyanın dışına düşecekmiş korkusuyla daha hızlı koşmaya başlıyor.
Reklam
Çocukluk unutulur mu hiç... sonsuzluktur, dersin. İnsanın bütün yaşlarıdır. Hayatın hazinesidir. Geriye dönüp kendimizi sevdiğimiz, başkalarının kapısını araladığımız bitmez okuludur dünyanın. Yaşamın ilk harfleridir.
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık. Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti. Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte...
Babam senin de babandı biliyor musun? Keşke sadece bana acı verseydi. Hepimiz sakat büyüyoruz. Tanrıya eklenmiş bir adam; cenneti yok da cehennem evin içinde.
Reklam
Zaman insandır. Pervane olduğumuz kalabalıktır. Börtü böcektir. Yoksa biz yalnızlığı nereden bileceğiz. Yoksa biz yaşadıklarımıza nasıl dokunuruz. Yoksa biz nasıl severiz insanı.
Daha Ne Olsun...
Zaman değil, bir sonsuz hüzün, dedim, usulca doğrularak. Yazarken, yaşarken... bir çınlama, bir ân, beşinci mevsim, on üçüncü ay, sekizinci gün. Belki de bir yetinmeme ruhu. Gizli bir geçicilik acısı. İçimizde dışımızda bir boşluk. Geçer ve yoktur. Her şey yabancıdır artık. Hem acı hem arzu, hem hayal hem hatıra, hem unutuş hem kırbaçlı bir bellek. Eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar... gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kalbimizde yaprak dökmektedir aynı anda. Zaman hüzündür...
İnsan erken öğreniyor gözyaşını. Harfler ıslanıyor. Renkler terk ediyor. Sesler çok eski bir mezar.
Sen bir basma entarisin ki gittiğin her yer eteklerinde çiçekleniyor. Gülmüyorsun da gökyüzü yıldızlarını döküyor üstümüze.
Şimdi dünya herkesten yapılmış bir gönül yorgunluğu. Şimdi dünya soğuk. İnsan büyüdükçe bir bir ayrılıyormuş sevdiklerinden.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.