Reklam
Yalnızsın, ama cesursun, korkuyorsun, ama kaçmıyorsun, alıp başını gitmek istiyor, ama direniyorsun.
Adale kuvveti öküzlerde de var. İnsana gereken öncelikle akıl kuvveti ve ilimdir.
'Hiç kimse yok kimsesiz, herkesin var bir kimsesi, ben bugün kimsesiz kaldım, ey kimsesizler kimsesi...'
Sayfa 29 - AvniKitabı okudu
...'Gidin' demiştin, 'gidin ve imparatorunuza, bu hükümdarın daha öncekiler gibi olmadığını söyleyin. Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere, onun hayalleri bile erişemez.
Reklam
En önde Osmanlı sancağını taşıyan ve dev gibi bir adam olan Ulubatlı Hasan ile çevresindeki otuz kadar yeniçeri vardı. Hasan başını kalkanıyla örterek mevzilere ulaşmayı başardı, sendeleyen savunmacıları geriletti ve tepeye çıktı. Elinde sancakla, Yeniçerilerin hızla oraya gelmesi için ilham oluşturarak kısa bir zaman orada tutundu. Bu Osmanlı morali için belirleyici, tüyler ürpertici bir görüntüydü; dev yeniçeri sonunda İslam'ın bayrağını Hıristiyan kentine dikmiş, ulus yaratacak kadar büyük bir efsanede yerini almıştı.
Ne yana baksam dert görüyorum. Angelo Lomellino'nun; kardeşine yazdığı 23 Haziran 1453 tarihli mektuptan...
283 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bu kitapla ilgili sevdiğim birçok nokta var. Ama ilk önce en çok sevdiğim kısmı söylemek istiyorum; kitapta aşk yok. Bu o kadar güzel bir şey ki yan hikaye olarak bile yok. Ne saray entrikaları, ne harem ne de herhangi bir askerin aşkı hiçbiri yok. Tamamen Fetih odaklı yazılmış. Fetih başlı başına olağanüstü bir olay iken çoğu yazar ya da film buna başka ruhanilik, efsanevilik eklemeye bayılırlar. Kitapta bu da yok. Ben harmanlanmış bir gerçeklik okuduğum için mutlu oldum. Bir diğeri tarafsız bakışı sevdim. Tarih yenen tarafı kahraman yenilen tarafı utanca boğulması gereken kişi olarak yazar. Kural budur. Fakat Doğu Roma'nın savunmasında Kral ve Komutanların çabalarına yer vermesi, onlara gerçekte olduğu haliyle yer vermesi - bazı filmlerde sefa sürenler olarak görürüz- daha da güzelleştirmiş kitabı. Bazen Mehmet Han'ın iç konuşmalarını, iç hesaplaşmalarını görüyoruz. Bu da çoğumuzun bildiği haliyle fethin zor psikolojik şartlarından bizi haberdar ediyor. Son olarak ise başka kitaplardan seçilen bölüm başı yazıları o bölümün birkaç cümlelik özeti niteliğinde yani cuk oturmuş diyebilirim :)) Eğer biraz hayal biraz gerçek bir fetih sahnesi okumak istiyorsanız doğru bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Kuşatma - 1453
Kuşatma - 1453Okay Tiryakioğlu · Timaş Yayınları · 20151,314 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir Eyüp Sultan romanı.. Divan Edebiyatını sevdiren adam olarak tanınan çağdaş yazarlarımızdan İskender Pala, 2014 yılında yayımlanan 'Mihmandar' isimli romanında, kutlu zamanlarda Nebî'nin mihmândarı, ahir zamanda ise İstanbul'un mihmânı olan Ebu Eyyûb el- Ensarî'nin Medine'den İstanbul'a uzanan
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala · Kapı Yayınları · 202011,7bin okunma
Reklam
Letuftehanne'l Konstantaryyetu feleni'mel-emirü emirande leni' me'l-cayşa zálik'l-ceyş. Türkçesi: Konstantiniye elbette fetholunacaktır! Onun (fethin) komutanı ne güzel komutan ve o asker ne güzel askerdir!
Hangi dağa yaslansam devrildi üzerime Hangi yola girsem kapandı önümde
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
İstanbul'un fethiyle ilgili olarak bugüne kadar okuduğum kitapların tamamı bizler tarafından yazılmış ve tek taraflı anlatımdan ibaretti. Ama bu kitap, bizden olmayan biri, bir Hristiyan tarafından yazılmış olup, kuşatma ve fetih sırasında diğer tarafta yani o zamanki adıyla Konstantinopolis'te olan olayları da beraber anlatıyor. Kitap, bir tarih kitabı olması ve çok geniş kapsamlı yazılmasına rağmen muhteşem ötesi bir akıcılık ve sürükleyicilik içinde okunuyor. Yazar, hem fetih öncesinde, hem fetih sırasında ve hem de fetih sonrasındaki gelişmeleri çok ayrıntılı bir şekilde bize aktarıyor. Hele fetih sırasındaki aktarımlar o kadar sürükleyici ki yazar gelişmeleri, gün gün, saat saat, hatta dakika dakika, adeta bir naklen yayın spikeri edasıyla yansıtmış. Yazar kitabı yazarken , aralarında olayı direkt yaşayan Bizanslı tarihçiler ve İslam tarihçileri de dahil olmak üzere, konuyla ilgili yazılan çok fazla kaynaktan yararlanmış. Bundan dolayı da kitap için, fetih konusunda bugüne kadar yazılmış en kapsamlı kitap olma özelliği taşıyor da diyebiliriz. Yazar, olaylara objektif olarak yaklaşıyor ama ne kadar objektif olmaya çalışsa da , karşı tarafın bir ferdi olduğundan dolayı zaman zaman duygularını da hissettirdiği yerler az değil. Başlı başına muhteşem bir bilgi hazinesi olan bu kitabın, özellikle konuya ilgi duyanların, olaya farklı bir bakış açısından da bakmak isteyenlerin, tarih okumayı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453
Konstantinapolis Düştü 29 Mayıs 1453Steven Runciman · Doğan Kitap · 201150 okunma
Resim