İstanbul’ un Fethi ile ilgili okuduğum birçok kitap arasında, açık ara en keyiflisi ve en objektifi. Keyifle okunuyor olmasında zaten kimsenin bir itirazı yok, objektif olması konusunda ise her iki taraftan da itirazlar olduğuna göre kitap doğru yerde diye düşünüyorum.
Kitabı okurken, kitabın dönemin tüm kaynaklarına atıf yaptığını, kuşatmaya sadece an itibarı ile değil, öncesi ve sonrası ile tarihsel bir perspektiften baktığını ve en önemlisi çok akıcı ve okuyucuya hitap eden bir tarzda yazıldığını anlıyorsunuz. Dil o kadar akıcı ki, yazar sanki orada tüm olanlara bizzat tanıklık etmiş ve öyle anlatıyor gibi geliyor. Kitabı okurken etraftaki sesleri, bağırışları, kılıç ve top seslerini duyabiliyorsunuz. Geriye arkanıza yaslanıp okumak kalıyor sadece..
Fatih Sultan Mehmet Han
Aslında fethi bir yabancının gözünden dinlemek, onların bizlere karşı olan tavırlarını, düşüncelerini merak etmişimdir. Öncelikle eser sahibi tarihine sahip çıktığı için ve ölen esnaf, şovalyelere hâla saygıyla bahsettiği için ayrıca ilgi çekici geliyor. Lâkin Türklerin neden Konstantine saldırmak istediğini, şehri fethetmek istediğini izah etmemiş, Türkleri abartılı bir şekilde imansız, dinsiz, ırz düşmanı,yağmacı gibi göstermiş bu yüzden eleştiriyorum.
Kitabımız öncelikle İstanbul’un fethine dair çağdaş ve ikincil kaynaklardan ve güvenilirlik durumlarından bahsederek başlıyor. Maalesef fethe dair birincil Türk kaynakları çok yetersiz. Tursun Bey bu noktada tek başvuru kaynağımız. Yabancı kaynaklara baktığımızda da tarafsızlık konusunda belirli sıkıntıların olduğunu görüyoruz. İtalyan Nicolo
Yabancıların gözüyle İstanbul'un Fethi
Tarihimizi, Türk tarihini yabancıların gözünden görmek , onların anlatımlarıyla da öğrenmek ve İstanbul'un çağ açıp çağ kapatan fethini tabiri caizse karşı tarafın gözünden yaşayabilmek adına çok beğenerek zevkle okuduğum bir kitap oldu. Aynı yazarın "İmparatorlar Denizi Akdeniz" kitabını da daha önce okuduğumu ve aynı tadı aldığımı da belirtmeliyim.
Kaybedenlerin Tarihi
Kitap, o dönemde İstanbul'da bulunan bir Venedik asilzadesinin İstanbul'un fethi öncesi, kuşatma altına alındığı süreç ve fethedilmesine dair gözlemlerinden oluşuyor. 1452'nin son aylarından başlayarak fethe kadar olanları gün gün not etmiş Nicolo Barbaro.
Bu kısa kitabın önemi, bize fethe giden süreci ve fethin içinden sahneleri yabancı bir gözle, karşı tarafın gözüyle göstermesinde. Kısa olmasına rağmen oldukça zengin diyebileceğim detaylar var kitapta. Elbette taraf tutan bir kitap bu, Türklere ağzına ne gelirse de söylüyor yazar ancak yine de olayların gün gün takip edilebilmesi; Bizans ve Osmanlı'nın hazırlıklarını, genel atmosferi, bilhassa dehşetli fetih gününü başarılı bir şekilde aktarması bakımından (ikincil de olsa) tarihî bir kaynak niteliği taşıyor.
Tarihimizi bir de öbür tarafından, kaybedenin tarafından okumak isteyenler için önemli, faydalı bir kitap. Meraklısına tavsiye edilir.
Konstantiniyye Muhasarası RuznamesiNicolo Barbaro · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 19537 okunma
Bir Eyüp Sultan romanı..
Divan Edebiyatını sevdiren adam olarak tanınan çağdaş yazarlarımızdan İskender Pala, 2014 yılında yayımlanan 'Mihmandar' isimli romanında, kutlu zamanlarda Nebî'nin mihmândarı, ahir zamanda ise İstanbul'un mihmânı olan Ebu Eyyûb el- Ensarî'nin Medine'den İstanbul'a uzanan
