283 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
kendisiyle ilk defa tanıştığım ve kalemini sevdiğim bir yazarın, diğer kitaplarıyla görüşmek üzere vedalaşmış bulunuyorum küçük yaşta çocukluğunu geride bırakan ve en son varis kendisiyken gelişen olaylar nedeniyle tahtın tek varisi haline gelen Mehmet, 21 yaşında Sultan olmuştur...kendinden büyük düşünceleriyle kimsenin düşünemediklerini gerçekleştirmiş ve bir nevi olmazı oldurmuştur..biri denizde Cenevizlilere, biri karada Bizanslılara olmak üzere iki kez yenilmesine rağmen istanbul’u fethetmekten vazgeçmeyen..düşüncelerini “ sakalım duysa sakalımı keserim” diyerek kimseyle paylaşmayan..karadan yağlı kazıklarlarla gemiler yürüten..zekasından dolayı düşmanın gözü korktuğu efsane bir adam Mehmet Sultan... ahhh İstanbul ne çok isim koymuşlar sana..kimisi Nova Roma, kimisi Konstantinopolis, kimisi Konstantiniyye demiş...Mehmet’in fethinden sonra ise İslambol olmuştur ismi...daha sonra İstanbul olarak değişecektir...
Çağ kapatıp çağ açan bir fetih. Tüm dünya tarihini değiştiren bir olay. Bu elli dört günlük kuşatmayı öncesinde hazırlayan faktörleri ve sonrasını da anlatan en kapsamlı kaynaklardan biri. Fatih’in tek hatası belki de iyi bir tarih yazıcısı tutmamasıdır o dönemde. Bu kitap Bizans ve Osmanlı kaynakları başta olmak üzere birçok kaynağı baz alarak oluşturulmuş ancak yazar; efsaneler ile dolu olduğunu da belirtiyor bu kaynakların. Bunun dışında tarihi bir film kadar heyecan verici bir anlatımı var. Ancak yazar bana göre biraz da olsa Bizansa yakın taraflı bir anlatım sergilemiş. Yine de Fatihe olan hayranlığı her satırda belli oluyor.
Her iki tarafın dini kullanarak “Tanrımız-Allahımız bizimledir” düsturu insanları savaşmaya ikna etmek konusunda fazlasıyla etkili olmuş gibi duruyor. Gerçi savaşmayıp ne yapacaklardı, başka çıkar yolları yoktu. Din; günümüz de dahil olmak üzere devletlerin-devlet başkanlarının-din adamlarının kolkola verip insanları güttüğü bir araç olmuştur.
Genel anlamda okumaktan büyük keyif aldığım ve bilmediğim birçok ayrıntıyı öğrendiğim bir kitap oldu. Başka kaynaklardan da okumayı düşünüyorum. Her cumhuriyet gencinin de okumasını tavsiye ederim. Osmanlı da Cumhuriyet de bizim tarihimiz.
1453-kızılelma
Konstantinopolis; karmaşık düzende yapılmış ve birbirine yakın kulelerle desteklenmiş, önde aşılmaz bir hendekle sarılmış üç sıralı sur Halıç'ten başlayıp Marmara'ya kadar uzanır ve kenti saldırılara karşı mühürler.
Teodosius'un bin yıllık duvarı Batı Hıristiyanlığı için İslamiyet'in önünde bir set oluşturur.
Kentin bulunduğu
Kitap İstanbul'un fethini gerçekten güzel anlatmış...olaya Bizans tarafından da yazmasi onların da İstanbul'a ne kadar değer verdiğini göstermiş...ama beni betimlemeler yordu.sahsi görüşüm tabi..çok fazla betimleme yapması benim.kafamda konuyu bira dağıttı
Tarihi olayları her yönden takip etmek karşılaştırmak için, sadece tek taraflı bakış açısından uzak durmak için ele aldığım kitaptı. Yazarın da ince bir çizgide her iki tarafa da hassas davranarak yazdığını farkettim. Bilgiye dayalı olan bu kitabın yazımı asla yormuyor bunaltmıyor. Açık yalın bir dil olması akılda kalıcılığı arttırmış.
Ya kahraman olacak ya da çamura batacaksın. İkisinin ortası yoktu. Kitabın 5.bölümü zamanın sınrlarını zorlamak biraz ilgimi çekti onun haricinde vasat bir kitaptı.Oysa kuşatma destanı çok daha iyi yazılabilirdi.