Ortalamanın biraz üzerinde olarak nitelendirebilirim. Tarihi kitaplardaki genel betimleme eksikliği bu romanda yoktu. Duygular, durumlar, olay atmosferi güzel aktarılmıştı. İşleniş bakımından beğenmediğim kısım ise üç farklı bakış tarafından aktarılan kitabın tam olarak okuru içine çekememesiydi. Geçişler pek başarılı olmamıştı. Sayfa sayısını göze aldığımızda tek bir bakış açısının olmasını tercih ederdim. Buna rağmen kitabı ve yazarın üslubunu beğendim. Diğer kitaplarını da okuyacağım.
Mehmet dik başlı, bildiğini okuyan,kasıtlı inatları olan ve neredeyse eğitilemez bir çocuktu.....sonra gittikçe genişleyen bir bilgiye ermeye başladı.Çocuk başarıya yönelik çelik iradeyle eşleşmiş olağanüstü bir zekaya sahipti.Dil öğreniyordu-Türkçe,Acemce ve Arapçayı her yönüyle bilmenin yanı sıra.Yunanca,Slavik diyalektleri,biraz da Latince konuşuyordu.-Ve tarihe ,coğrafyaya,bilime uygulamalı mühendisliğe,edebiyata büyük ilgisi vardı.Olağanüstü bir kişilik şekillenmeye başlıyordu.
Yazarın uzun araştırmalar yaparak derledigi bu kitap roman havasında gayet akıcı bir dille yazılmış.okurken kesinlikle sıkmıyor.Crowley elinden geldiğince tarafsız olmaya çalışmış fakat fetihe dair pek çok bilgiyi sağlam kaynaklardan aktarmasının yanı sıra "bir Italyan dedikodusuna göre"diye başlayan cümlelere de yer vermekten geri durmamış.
Yeni bir bilgi katmasa da farklı bir bakış açısından okumak da güzel oluyor.
İstanbul'un fethini batılı, liberal bir diplomatın ağzından çarpıcı ve tarafsız şekilde okumak ister misiniz?
Sırp tarihçi ve 2. Abdülhamit döneminde İstanbul'da Sırbistan büyük elçisi olarak görev yapan chedomil mijatovich tarafından kaleme alınan bu kitap İstanbul'un fethiyle ilgili birçok bilinmeyene ışık tutuyor.
İstanbul'un nasıl fethedildiğini, kuşatma sırasında şehrin içinde neler yaşandığını öğrenmek isteyen okurların kaçırmaması gereken bir kitap..