“Küsmek duygusal şiddettir. ‘Yoksun sen’ demektir. Yetişkinler susmak ve çocuğu yok saymak için değil, çocuğun varlık değerini hissetmesini sağlamak için vardır.”
Realiteler, çoğu zaman insanoğlunun talep ve beklentilerine aykırı gelişir. İsteriz ve bekleriz ki işlerimiz her zaman yolunda gitsin, sağlıklı ve dinç kalabilelim, sevdiklerimizden hiç ayrılmayalım, huzur ve mutluluğumuz her daim devam etsin. Kısaca, dünyada cenneti yaşamayı arzularız. Ne var ki dünya zıtlıklar diyarıdır. İyi ile kötü, güzel ile
Niye küsmesin? İnsan küser, doğa küser , deniz küser... Hepsinin ipleri insanoğlunun elinde. İnsanın da doğanın da denizinde küsmesinin biricik sebebi bir insanlarız. Doğaya savaş, insana savaş, denizdeki balıklara karşı savaş... Bu savaşın sonu yok. Kendimiz kendi elimizle nefesimiz olan her şeyi tutuyoruz. Kendimizi bir kapalı kutuya koyup
Bize bunu yapmaya ne hakkın vardı be?
Kurban olduğum... Çok mu çirkindim? Çok mu anlayışsızdım? Kaba mıydım? Hadi öyleydim, ne diye dünyanın en başkası gözüktün bana? Ne diye kalbimi çaldın? Sonra ne diye bende iş yok dedin? Yav sordum, oluru var mı dedim, olmaz demedin, belli değil dedin. Bekledim hep bi ihtimal olur diye bekledim. Her sabah sen her gece sen... Çok özledim. Değerim hiç yokmuş ulan sende. Oysa ilk kez elin oğlu için gururumu hiçe saymıştım, farkli abi demiştim, bu aynı değil. Üzmez demiştim, anlar demiştim... Sonuç ne biliyor musun? Artık diyorum ki " bu çocuğun canı sıkılınca sana geliyor" kızar mısın küser misin bilmiyorum, bunları okur musun aklına gelir miyim, hic bilmiyorum ama ben bu zamana kadar sana adam akıllı dürüst olamadiysam hep senin yüzünden. Hiç bana fırsat vermedin, hiç dinlemek, anlamak istemedin. Kedilere anlattım seni ağaçlara anlattım, sınıfın içinde herkese, ogretmenlerime çevreme az biraz da aileme anlattım. Artık soranlara hepsi şakaydı diyorum rahatsız oluyorum öyle konuşmayın diyorum. Sen varya sen beni yüzüstü bıraktın. Gönlün senin bana düşen dar yüreğin gibi birine tutulsun... Öyle dar olsun ki yüreği içine sığama, her acı çekişinde ahımı hatırla. Kendini "sana sevme demiştim, sevme üzülürsün demiştim" laflarıyla avutmayasın sakın. Git, git adam gibi kendini sorgula bi bak geçmişimize, durup dururken mi aşık olmuşum ben sana? Neyse iyi ki sevmemişsin, Allah razı olsun. Sana daha güzelleri daha anlayışlıları daha yakınları layık.
Hayırlı gecelerin olsun.
Son bir bahar akşamı.
Uçurtmaları toplamak gerek.
Zaten bak çocukluğumdaki gibi değil kuyrukları.
Sanmayın Mayıs'ın aklı takılı kalır.
Hem kalsa kesin gidemezdi.
Sonrası hep Temmuz hep Ağustos.
Böbürlenmeden su verin kuşlarıma.
Birazdan arzularda uyanır.
Hem sonracığıma karıncalarıma iyi bakın.
Haziran'da giden “örtmenlere” de üzülmeyin