Henry Wallace (Eski ABD Başkan Yrd) ... olup biteni bilmezmiş gibi saf davranıyordu; kuşku uyandırıyordu saflığı, küsmek gibi tatsız bir huyu vardı.
Sayfa 116 - Can Yayınları
Mutlu olma yeteneğimiz arttıkça acı çekme yeteneğimiz de artıyor; hatta bazen mutlu olma kapasitemiz aritmetik arttığı zaman acı çekme kapasitemizin geometrik arttığından kuşku duyuyorum. İlerlemekte olan bizler biliyoruz ki ilerledikçe zevke olduğu kadar acıya açılan yollar da çoğalıyor
Reklam
"Kuşku insanı çürütür."
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Evet. En hüzünlü kitaplardan bile daha hüzünlü hayatlar vardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında ikiz çocukların hikayesi. Kendinizi en hüzünlü kitaplardan daha hüzünlü bir hayatın olabileceğinin kanıtıdır elinizde ki kitap. Belkide hazır değilsinizdir. Neyse şu kitabı alıp okuyayım diyebileceğiniz bir kitap değil. Tamam yanı başımızda savaş var ne var yani az çok yaşananları biliyoruz demeyin. Öyle haberlerde gördükleriniz vah vah deyip etkisinden iki dakikada çıkabilirsiniz buda sizin suçunuz değil. Artık o kadar normalleştiki savaşlara alıştık hele birde bize dokunmuyorsa çokta rahatız. Yine akşam nerde ne yesek, nerde gezsek, nerde ne izlesek diye tatlı dertlere gömülürüz. Neyse intihar ettirmeyim sizi şimdi. Bir anne ikiz çocuklarını savaştan korumak için anneannelerinin yanına bırakıyor ama anneanneleride umutsuz vaka. Çocuklar olumsuz bir ortamda kendi çabaları ile sevgi nedir bilmezden hayat şartlarına uygun duruma getirmeye çalışıyorlar kendilerini. Tam konu bu dediğiniz anda kitap ilerledikçe okuduğumuz kişilerin, hatta ikiz kardeşin varlığından bile kuşku duymaya başlıyorsunuz. Sağlam bir vakit ayırarak okumakta fayda var. Okunmalı diyorum. -Ama az önce ne dediniz: acılar diniyor, anılar köreliyor. +Diniyor, köreliyor dedim evet ama kayboluyor demedim.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,004 okunma
"çünkü aslında temelde aktarılan bilgiler sözel yolla değil, doğrudan aktarılır.. konuşulmaz; gösterilir.. bu seslendirmeyiş, gençte kuşku duyulmayan, evrensel, mutlak bir hakikate sahip olduğu inancını yaratabilir; böylece bu hakikati eleştirmeden yeniden üretmeye devam edecektir.. cinsel tedavilerde bu kanıksanmış yargılara bir son verme, onlara sorular yöneltme noktasına sık sık gelinir.. "seks kirlidir, kötüdür ya da tehlikelidir" kısmı en sık rastlanan bölümdür.."
Sayfa 42 - ayrıntı
Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Descartes'a diyorlar ki, bütün bunlar pek güzel, ama bizde düşünenin beden olmadığını ne kanıtlayacak bize? Bunu ona soran çağın materyalistlerinden biri... Ve Descartes cevap verir —herhangi bir karşı çıkış yöneltindiğinde ona, hep küstahlaşırdı — çok küstah ve kabaydı— der ki: Hiçbir şey anlamamışsınız, bizde düşünenin beden olmadığını asla iddia etmedim; tam ola­rak şunu söyler Descartes: İddia ettiğim, düşünceme dair bil­diklerim henüz bilinmeyen şeylere bağlı olamazlar. Başka bir şekilde söylersek, söz konusu olan bizde düşünenin beden olup olmadığını bilmek değil, Kartezyen düşünmenin perspektifinde, düşünceme dair bildiğimin henüz bilinmeyen şeylere bağlı ola­mayacağıdır söz konusu olan —yani bedene çünkü kuşku be­denden de olabilir. Öyleyse, mantığın bakış açısından —ama yepyeni bir mantıktır bu, çünkü cinsler ve farklarla işlemez, bir gerektirmeler, imalar mantığıdır —çünkü Descartes, kavramlar arasındaki açık ilişkilere dayanan bir mantık olan klasik mantığa karşıt olarak ... Yeni bir mantık tipi ortaya atıyor -bir gizli, imalı ilişkiler mantığı, bir imalar mantığı... O zaman, bir belir­leme tarafından belirliyor -düşünenin varoluşunu belirliyor ve düşünenin varoluşu düşünen şeyin varoluşu olarak belirleni­yordu. Demek ki Descartes belirlemeden belirlenmemişe ve be­lirlenmişe doğru gidiyordu: Ben düşünen bir şeyim. Mantığında hep imaları ekliyordu art arda: Kuşku duyuyorum, düşünüyo­ rum, varım, ben düşünen bir şeyim.Öyleyse tözün özne olduğu araziyi keşfetmişti. Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Sayfa 69 - Pdf
Reklam
Düşünüyorum, öyleyse bu, aracılığıyla kesinliğimi belirlediğim bir edim. Bu bir belirlemedir. Aktif bir belirlemedir. Yalnızca düşüncemden kuşku duyamamakla kalmam, onsuz düşünemem bile —yani, kuşku duymaktan düşünmeye tek bir örtük bağ düşünmekten de varlığa doğru gider. Nasıl kuşku duymak düşünmekse, düşünmek için de olmak, varolmak gerekir. Kartezyen formüllerin na­sıl gittiklerini görüyorsunuz: Kuşku duyuyorum, düşünüyorum, varım. Düşünüyorum belirlemedir; varım belirlenmemiş varo­luştur —varım ama neyim peki? Ah işte, belirleme belirlenme­miş varoluşu belirleyecektir.
Sayfa 68 - Pdf
Descartes'ın problemi bambaşka bir şeydi; kesinliğin temeliydi —yani her türlü mümkün kuşkunun elinden sıyrılabi­lecek bir kesinlikti. Eğer şunu dersem —olsun ya da olmasın be­nim için fark etmez... kendime bunun kendi temelini kapsayan bir kesinlik olup olmadığını sorarım. Hayır. Masanın varoldu­ğundan eminim, bu biliniyor zaten, ama bu kesinlik kendi temelini içinde taşımıyor. Peki acaba kendi temellerini içlerinde ta­şıyan kesinlikler de var mı? Burada bir derece daha yükseliyorum demektir: Deniyor ki iki kere iki dört; bu kesin. Dostoyevski'nin kahramanları derler ki: İki kere ikinin dört etmemesi iste­nemez mi peki? Ve iki kere ikinin dört ettiğinden eminim dedi­ğinde, acaba burada da kendi temelini içinde taşıyan bir kesinlik mi var? Neden iki kere iki dört etsin ki? İşte o zaman iki kere ikinin dört ettiğini kanıtlamaya girişilebilir —bu karışık bir iş. Buna karşın Descartes kendi temelini içinde taşıyan bir kesinliği bize kuşku duyma işleminin vereceğini düşünüyordu. Yani kuşku duyamayacağım tek bir şey vardı, masanın varlığından kuşku duyabilirdim, bir önermenin doğruluğundan kuşku duya­ bilirdim, ama tek bir şeyden kuşku duyamam, o da kuşku duy­duğum ölçüde düşündüğümdü. Başka terimlerle söylersek, kuşku duyma işlemi, kuşku duymak düşünmek demek olduğu ölçüde, bana kendi temelini içinde taşıyan bir kesinlik sağlaya­caktır: Düşünüyorum! Bu çok tuhaf, eğlenceli bir formül.
Sayfa 67 - Pdf
216 syf.
·
Puan vermedi
İnsan kendi adımlarıyla ilerlemek zorunda bırakılan güçlü bit. Her zaman yaşam tek dalgayla sürüp gitmez, gitmediği anlarda kendimize en güzel haliyle kucaklayıp sarılmak kendimize sunmamız gereken görevlerimizden... Kendine iyi davran güzel insan... Keyifli okumalar..
Kendine İyi Davran Güzel İnsan
Kendine İyi Davran Güzel İnsanBeyhan Budak · Destek Yayınları · 201910bin okunma
Reklam
Zamanların en iyisiydi,zamanların en kötüsüydü,hem akıl çağıydı hem aptallık,hem inanç devriydi hem de kuşku,aydınlık mevsimiydi,karanlık mevsimiydi,hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı,hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu,hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana..
Var idiyse bir kuş Kalbinden başka yeri olmayan vurulacak Vuruş değil de vuruluş kilidi kırdıysa Kendi sorgusu yüzünden ayağa kalkıyor insan Arıyor. Yusuf bir ayna mıdır acaba? Çetrefil, kuşku dolu, yadırgı Ne kadar kendi oldu insan O kadar başka.
Seni en sonunda sadakati ihmale , saygıyı bırakmaya , bir şeylerden nefret etmeye , kuşku duymaya , lanet okumaya , bir şeyleri yapıyormuş gibi görünmeye , duvarların ve perdelerin arkasında kalması gereken şeyleri arzulamaya zorlayacak uğraşları asla kendine faydalı sayarak yüceltme .
Kuşku yok câhil kişi aldanır, şımarır ve nankörlük eder. Aklı başında tecrübeli kişiyse devleti ve mülkü ustaca ve esnek bir şekilde yönetir.
Kadınların garip olanı aşağılamasını; yeni ve olağandışı olandan kuşku duymasını; ateşli, coşkulu, yenilikçi olandan kaçınmasını; kişisel olanı kişisellikten aşındırmasını yüreklendiren herhangi bir grup, toplum, kurum ya da örgüt, bir ölü kadınlar kültürü istemektedir.
Sayfa 259 - Ayrıntı Yayınları, Ağır Kitaplar Dizisi, 64. BasımKitabı okuyor
Resim