Hiç şımartılmamış bir çocuk misali tebessümün
Gözlerinde Karadeniz iklimi, altları çürük
Duan duyulmamış, ruhun Tanrı'ya küskün
Gündüzün kayıp, gecen yatağına süzülür
ÇOCUĞUNUZU İYİ BİR MÜSLÜMAN OLARAK YETİŞTİRMENİN BİR YOLUNU BULUN.
"Bir 50 liranız var mı acaba ?
Varsa lütfen çıkarıp arka yüzüne bakar mısınız.
Orada bir hanımefendinin fotoğrafını göreceksiniz.
Para üzerine fotoğrafı basılan ilk Türk kadını.
Kendisi ilklere pek yabancı değil aslında.
İlk Türk kadın roman yazarı,
ilk Türk kadın
Yıllarca herkes tarafından çok okunduğu için uzak durduğum fakat bir gün elime aldığım ve bitirene kadar bırakamadığım, satırlarının çoğunu çizdiğim bir romandı... hepimizin içinde hayata ve insanlara küskün bir Raif yatıyor.
Yazarı gitmiş olduğum Antalya Psikoloji Zirvesinde tanıdım. Hayat enerjisi beni büyülemişti hal böyle olunca hemen kitabınıda aldım. Kitabı okumak bugüne kısmet oldu keşke daha öncesinde okusaydım dedim kitabı elime alır almaz.
Kitaba gelecek olursak öncelikle kitap akıcı okunması çok rahat bir kitap sizi psikolojik terimlere boğmuyor.
Günlük hayatımızdaki sıkıntılarımız olsun,iyi kötü tecrübelerimiz olsun yazar kendi yaşamış olduğu olayların üzerinden bakış açımızı değiştirmek, farkındalığımızı arttırmak istiyor.
"Herkes seni sevmek zorunda değil. Ya da seni seviyormuş gibi yapan herkes aslında seni sevmiyor olabilir. İnsanlar çok güzel rol yapıyor olabilir senin de bazen onların rol yapmalarına izin vermen gerekiyor olabilir."
Okuduktan sonra direkt rafa kaldırabileceğiniz bir kitap değil ara ara elinize alıp mutlaka bakmanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Mutlaka okumanız gereken bir kitap şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Sağlık uyarısı!! Uzun bir yazı, ben uyarımı yapayım da sonra “gözüm senin yüzünden bozuldu” deyip tedavi masraflarını ödetmeye kalkarsanız karışmam! Hiç okumamak seçeneğine de sahipsiniz, sağlık söz konusu, doktor tavsiyesi ile okumayacak olanlara hak veririm. Herkes kendince ölçsün: Kitabı yeniden yazmaya niyetlenip yarı yolda vazgeçmişim gibimsi
Seni elde edecek olan tek şey, içinde bulunan temizlik, arılık duygusudur, yaşama karşı duyduğun özlemdir sana gerçekten egemen olabilecek tek şey. Bunu adım gibi biliyorum Küçük Adam. Senin de küçücük bir kuşkun olmasın.
Küçüklüğünden ve değersizlik duygusundan arındığında, düşünmeye başlayacaksın. Sözünü, ettiğim bu düşünme, başlangıçta çok acıklı olacak, yanlışlarla dolu, amaçsız bir düşünme olacak; ama ciddi ciddi düşünmeye başlayacaksın.
_
Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini hissetti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küskün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa geçirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan toprağın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görünmeyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler.
_