Ludlum ağır ağır ilerleyen bu romanında kitabın sonunu hissettirerek yazıyor. Sonunu biliyorsunuz ama neden ve nasıl olduğunu bilmiyorsunuz.
Farklı karakterlerin gözünden okurken kimin haklı kimin haksız, kimin doğru söyleyip kimin doğru söylemediğini bilmiyor, merak ediyorsunuz.
Ludlum vurdulu kırdılı casusluk öykülerinden uzak duruyor ve gerçek istihbarat yöntemleri ile okuru sıkmıyor.
I
O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı
Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı
Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş.
Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin
Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen
Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları
Yağmur ikinci adıydı akşamların
Günün yorgunluğu üzerine dökülen
Bir düş inceliğinde
Hürriyet Yayınları tarafından Mayıs 1976 yılında Dev Romanlar Serisi: 37 ile 308 sayfa olarak ve bilahare Altın Kitaplar Yayınevi tarafından da Nisan 1982 yılında 354 sayfa olarak
Orhan Göker tarafından yapılan Casusluk-Kurgu türü roman
Hainler Tatil Yapmaz. Kitap kısaca Rus gizli servisi NKVD'nin Omega adında grup üyelerinin faaliyet gösterdiği sakin ve sessiz bir yer olan Saddle Valley' de birbirinin dostu olan birkaç aile arasında meydana gelen casusluk olayları üzerine kurgulanmış. Yazarın basımı yapılan bu ikinci kitabı öncekine nazaran biraz daha aksiyon ve heyecanlı satırlardan oluşuyor. Yazarın bu basımı yapılan ilk iki kitabında değişik bir anlatış ve kurgulamasına dikkati çekmek istiyorum. Bana göre basım tarihine göre her kitabı ivmeyi biraz daha yukarı çıkarıyor. Bu tür kitap severlerin okuyabileceği bir kitap. Keyifli okumalar.
Altın Kitaplar Yayınevi tarafından da Nisan 1982 yılında 354 sayfa olarak ve ve daha önce Hürriyet Yayınları tarafından Mayıs 1976 yılında Dev Romanlar Serisi: 37 ile 308 sayfa olarak ve
Orhan Göker tarafından yapılan Casusluk-Kurgu türü roman
Kuşkunun Parmakları. Kitap kısaca Rus gizli servisi NKVD'nin Omega adında grup üyelerinin faaliyet gösterdiği sakin ve sessiz bir yer olan Saddle Valley' de birbirinin dostu olan birkaç aile arasında meydana gelen casusluk olayları üzerine kurgulanmış. Yazarın basımı yapılan bu ikinci kitabı öncekine nazaran biraz daha aksiyon ve heyecanlı satırlardan oluşuyor. Yazarın bu basımı yapılan ilk iki kitabında değişik bir anlatış ve kurgulamasına dikkati çekmek istiyorum. Bana göre basım tarihine göre her kitabı ivmeyi biraz daha yukarı çıkarıyor. Bu tür kitap severlerin okuyabileceği bir kitap. Keyifli okumalar.
"Gözlerini son kez kapar kapamaz, kendiliğinden tekrar açılacaklar. Ve ilk anın kuşkuyla dolacak. İnancın ne olursa olsun. En katı dindarlarda bile kuşkunun izi vardır; en koyu inançsızlıkta ise itiraf edilmemiş bir umut yaşar. Öbür dünyaya karşı, insanlar sadece rollerine oynar, ortak inançları bedenlerdeki yorgunlukta yazılıdır.
Sonra da sınav gelir"
Etrafında birinin "yargı" dediğini duyan Mani hakarete uğramış gibi sıçradı:
"Ne yargısı? Gözlerini kapadığında hüküm çoktan verilmiştir zaten! Hem de kendi ağzından!"
Yüzü iyice canlanmıştı. Avuçları, parmakları, boğazı, göğsü de.
" Kuşku anı geçtikten sonra herkes kusurlarına, alışkanlıklarına kavuşacak. Ve insanlar arasında, mahkemeye ihtiyaç duyulmadan seçim yapılacak. Hükmederek yaşayan itaat eden olmadığı için acı çekecek; görüntüsüyle yaşayan bütün görüntüsünü kaybedecek; sahip olmak için yaşayanın elinde hiçbir şey kalmayacak, eli boşluğu kavrayacak. Sahip oldukları artık başkalarının olacak. Zincire bağlı bir köpek gibi, dünyada yaşadığı yerlerde dönüp duracak sonsuza kadar. Efendisi olduğu yerlerde sıradan bir dilenci olacak.
"Işık bahçeleri hiçbir yere bağlanmadan yaşayanların olacak."