SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
"Allah aşkına, benim burada ne işim var?" Ve cevap adeta bir kusmuk gibi kaçınılmazlıkla bir kez daha geri geldi: "Başka bir yerde olmama imkan yok da ondan."
Reklam
" İçinden geçmekte oldukları düş göz kapaklarına bile değmedi. Hemen oracıkta torpil yeseydik karanlık öte dünyaya o halde geçecektik ; kan, kusmuk ve kargaşa içinde . O anda eşyam olmadığına sevindim, bağlarım yoktu, korkum yoktu, kıskançlığım yoktu, garezlerim yoktu. Bir düşten ötekine sessizce geçebilirdim ben, hiçbir şeye sahip olmadan, zerre pişmanlık duymadan, hiçbir şey arzulamadan .Yaşamla ölümün bir olduğundan, biri olmadan ötekinin keyfine varılamayacağından, kucaklanamayacağından hiç bu kadar emin olmamıştım."
Sayfa 25 - SirenKitabı okudu
Gelin, olasılıktan söz edelim. İlk önce, olasılık dediğimizde en sık akla gelen çekilişlerden, piyangolardan söz edelim. Amerika’daki en büyük piyangoyu, Povverball’ı kazanabilme olasılığı 120.000.000′da l’dir. Povverball’ın ilk oynanmaya baş­landığı 1997′den beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi kazanmıştır.
Ey Çocuklar
Ey çocuklar Okyanus'tan Körfez'e dek Umut başaklarısınız siz Sizsiniz zincirleri kıracak kuşak Başlarımızdaki afyonu öldürecek Gölgeyi geberteceksiniz Ey çocuklar, iyiler sizsiniz artık Temizler sizsiniz, çiy gibi, kar gibi temizler Bizim bozguna uğramış kuşağımızı okumayın çocuklar Hüsrana uğrayanlarız biz Bir karpuz kabuğu gibi değersiz Çürümüşüz biz, çürümüşüz nallar gibi Bizim haberlerimizi okumayın Okumayın eserlerimizi bizim Fikirlerimizi kabul etmeyin Kusmuk, firengi, öksürük çağıyız biz Dalavere, cambazlık kuşağıyız biz Ey çocuklar Ey bahar yağmurları, ey umut başakları Derin hayatımızda bereket tohumlarısınız Bozgunu bozguna uğratacak kuşak sizsiniz.
Sayfa 102 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Fotoğraf çektirdim tekrar. Tekrar parmak izi alındı. Ayyaşların hücresine götürdüler beni, kapıyı açtılar, gerisi odadaki kişinin arasında bir yer bulmaktan ibaretti. Bir lağım çukuru. Kusmuk ve sidikten geçilmiyordu yerler. Hemşerilerimin arasında kendime bir yer buldum. Charles Bukowski’ydim ben, Santa Barbara’nın Kaliforniya Üniversitesi’nin kütüphanesinde kitaplarım bulunuyordu, orda benim bir dâhi olduğumu düşünen biri vardı...
Reklam
518 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.