Öncelikle şunu belirteyim ki klasik bir kült kitabı -özellikle de bu kitap Dostoyevski'ye aitse- her zaman iyi bir çevirisi olan yayından okumak gerekiyor. Bu kitabı daha önce kötü bir yayından alıp okumayı yarım bırakmıştım ve kendime ben en iyisi mikrofonu İş Bankası Yayınları'na bırakayım demiştim. Şimdi bu diziden okudum ve bu
Barış Manço’nun Fransız spikere verdiği ders
Barış Manço, Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur.
Karşısında küstah bir spiker vardır ve Barış Manço’yla dalga geçmektedir.
Sürekli “İşte Türk, yani barbar, vahşi” vs. demektedir. Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere “Yanınızda kâğıt para var mı?” diye sorar.
Bu soru
Biraz bilim kurgu, biraz distopik biraz da fantastik bir roman olsun . Kaliteli psikolojik ve sosyolojik tahliller içersin, üstelik ibretlik mesajlar da versin. Bütün bunların yanında arka planda okuyucuyu bazen gülümseten, çoğu zaman hüzünlendiren en çok da düşündüren ağır bir hiciv olsun derseniz, işte size Köpek Kalbi.
Bolşevik devrimi
Sabahattin Ali’yi okumaya başlamadan önce çokça duydum. Beni kendisini okumaya çeken daha çok hayat hikayesi ve ölüm şekli oldu.
Önceleri batı ve rus klasiklerini okumaya çaba göstersem de ilk psikolojik roman olan “Eylül” kitabı ve daha sonraları okuduğum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” kitabı beni edebiyat dünyamızın zengin olduğu konusunda
Öyle bir eser okuyacaksınız ki ama durun bir dakika okumadan evvel uymanız gereken kuralları anlatmalıyım. Kitapta mı yazıyor bu kurallar ? Tabii ki de hayır, sadece benim yaşadıklarımı yaşamamanız adına ufak bir hatırlatma.
Okumaya başlamadan , yapmanız gereken tüm işlerinizi bitirin, randevularınızı tamamlayın sadece kitaba ait zaman
"🌏 Yorulduk üstadım. Çalışıp koşturarak değil; öylece oturarak yorulduk. Bir tutam şefkat görmek için düştüğümüz durumdan zerrece vefa yoksulluğundan, insanları seyretmekten ve insanlığı gözlemekten yorulduk.
Çok severek haddimizi aşıyoruz susarsak ta küstah sayılıyoruz. Ağlasak bıkkınlık veriyoruz, çok gülsek göze geliyoruz. Kıskansak suçlu sayılıyoruz, kıskanmasak sevmemiş oluyoruz.
Ya yanlış zaman insanlarıyız ya da insanlık için yanlış bir zamandayız…🌾"
Yer FRANSA Barış Manço televizyon kanalının canlı yayınına konuktur...
Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir...
Sürekli, " İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir...
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâgıt para var mı.? " diye sorar..!
Bu soruya spiker şaşırır ve "evet
Ülkemizin yeni geliri ; sokak yasak cezaları, maske takmayanlar , sosyal mesafe cezaları ws . Buna mükabil siyasi çıkarlarımız için yurt dışına giden yardımlar ve tabi oradan gelen küstah cevaplar '
Ne demeli ?
Ahmet Say, kimilerimizin gayet yakından bilip, takip ettiği, birçoğumuzun ise henüz tanışmadığı, pek aşina olmadığımız bir isim ki ben ikinci kategoriye giriyorum. Ve bunun ayıbını tüm kalbimle kabulleniyorum.
"Ağaçlar Çiçekteydi", Ahmet Say'ın otobiyografik ve anı düzleminde kaleme aldığı ancak bunlara paralel olarak dönemin politik,
Dünya roman türünün en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Fransız yazar Balzac'ın "İnsanlık Komedyası" ana başlığı altında topladığı "Taşra Yaşamından Sahneler" bölümünde yer alan Vadideki Zambak, 1835 yılında yayımlanmış.
Vadideki Zambak, romanın baş kahramanı Felix'ten Nathalie'ye bir mektup ile başlar. Felix'in
Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.