_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
1 Hikaye, 3 Öğüt
Adamın biri, bir kuşu, hile ve tuzakla yakalamıştı. Kuş, kurtulmak için kendini yakalayan adama, “Ey efendi! Sen nice sığırlar, koyunlar yemişsindir; birçok deve de kurban etmişsindir! Sen, onlarla doymadın da şu benim küçücük bedenimle mi doyacaksın? Beni bırak da, sana üç öğüt vereyim. Vereyim de; bil bakalım akıllı mıyım, aptal mıyım? Sana bu
Reklam
Minik kuşu eline aldi. Hayret! Minik kuş konusuyordu. Minik kuş: - "Ey büyük efendi! Sen birçok koyunlar, sığırlar, develer yedin. Onlarin etlerinden bile doymadin ki, benim etimle mi doyacaksin? Ben senin dişinin kovugunu bile dolduramam. Sayet beni saliverecek olursan, sana üç ögüt verecegim. Bu ögütlerden ilkini senin elindeyken, ikincisini şu damın üstünde, üçüncüsünü ise ağacın üstünde söyleyecegim. Bu üç ögüdümü tutacak olursan, ömür boyu mutlu olursun." dedi. Avci bu teklifi beğendi. Zaten eti olmayan bu küçük kuşla nasıl doyacakti ki? Kuşun ögüdü belki işe yarardı Avci: - "Peki, söyle
Serçenin Avcıya Nasihati
Avcının biri kuş avlamak için tuzak kurmuştu. Tuzağa küçük bir kuş yakalandı. Minik kuşu eline aldı. Hayret! Minik kuş konuşuyordu. Minik kuş: - "Ey büyük efendi! Sen birçok koyunlar, sığırlar, develer yedin. Onların etlerinden bile doymadın ki, benim etimle mi doyacaksın? Ben senin dişinin kovuğunu bile dolduramam.Şayet beni salıverecek
Yaklaşın Size Her Müşkülünüzü Çözecek Üç Öğüt Vereceğim Adamın biri hileyle bir kuşu tuzağa düşürür. Kuş dile gelir yalvarır; - Ey ulu insan sen ki koyunları, inekleri, otu herşeyi yedin. Bu dünyadaki hiçbirşeyle doymadın da şimdi benimle mi doyacaksın? Beni bırakırsan sana üç öğüt vereceğim. Birincisini senin elindeyken vereyim eğer
Avcinin biri kus avlamak için tuzak kurmustu. Tuzaga küçük bir kuş yakalandi. Minik kuşu eline aldi. Hayret! Minik kuş konusuyordu. Minik kuş:
Reklam
“SERÇENİN AVCIYA VERDİĞİ ÖĞÜT”
Bir avcı kuş avlamak için tuzak kurmuştu. Tuzağa küçük bir kuş yakalandı. Minik kuşu eline aldı. Hayret; minik kuş konuşuyordu: “Ey büyük efendi! Sen birçok koyunlar, sığırlar, develer yiyerek doymadın da, benim azıcık etimle mi doyacaksın? Ben senin dişinin kovuğunu bile dolduramam. Beni salıverecek olursan, sana üç öğüt vereceğim. Bu
Birisi bir hileyle kuşun birini tuzağa düşürerek ya­kaladı. Kuş dile gelerek yalvardı: "Ey ulu kişi sen bir çok öküzler, koyunlar yedin, develer kurban ettin. Bu dünyada onlarla bile doyma­dın, benimle mi doyacaksın. Eğer beni bırakırsan ben sana üç öğüt vereceğim ki bunlara uyarsan her müşkü­lün hallolur. Birincisini elindeyken vereyim
Böyle güzel bir kıssa çok nadir okumuşumdur:))
Bir zavallı kuş tuzağa düşmüş,hile ile yakalanmıştı.Hilk bu ya, kuş dile gelmiş ve kendisini yakalayan avcıya, "Efendim,sen hayatında bir çok defa koyun ve sığır yemişsin,pek çok kerede de develer kurban etmişsindir.Sen onların etleriyle bile doyamamışken benimle hiç doyamazsın. Beni serbest bırakırsan sana üç öğüt veririm. Bu üç öğütten
Sayfa 90