Mühim notları derledim:
Etimolojik olarak, "millet" (nation), Latince "ırk" veya "doğuş" teriminden türemiştir. İlk çıktığında kabilelerle ilgili bir anlam taşıyordu, fakat sonraları kabaca, sadece bir "halk"ı veya "yöre ahalisi"ni (folk) ve "milliyet"i (nationality) değil, aynı zamanda bağımsız ve hükümran bir
0-360Kitabı okudu
Soygun mekanizmasını anlamak için Vakıf'a vakıf olmak
Vakıf yoluyla vurgun, yalnızca günümüzün bir hastalığı değildir.
Denilebilir ki, Osmanlı’yı batıran sebeplerin en önde gelenlerinden biri de bu vakıf vurgunculuğudur.
Osmanlı’da başlangıçta (Dirlik Düzeninde), Toprak Mirî Mal’dır, Beytülmâl-i Müslümîndir. Yani tüm Müslümanların ortak mülküdür. Bu mülkü, Allah (Kamu) adına yönetmek de Padişah’ın
Bu gezegende yaşayıp çalışan yedi milyar kişiyiz ve hepimiz de sınırlı miktarda bulunan aynı şeyler için rekabet ediyoruz: gıda, benzin, hatta akıllı telefonlar. Washington veya Berlin'deki bir bankacının Yunanistan'daki emeklilerin aç kalmasına ya da genç bir erkeğin daha iyi bir yaşama ulaşmak umuduyla ailesini bırakıp Sahraaltı Afrika boyunca seyahat etmesine neden olabildiği, giderek artan bir şekilde birbirine bağlanan bir sistem bu.
Amerika, neden her şeyi Amerika'da üretmeyi veya yalnızca Amerikan malları satın almayı seçmiyor? Vatanseverlik politik olarak mantıklı olsa da fazlasıyla pahalıya gelebilir.
Apple, dünya genelindeki daha varlıklı müşterilerin bir iPhone sahibi olmanın itibarı için para bayılmaya hazır olduğunu biliyor ve fiyatları da ona göre belirliyor.
Ne var ki serbest piyasada fiyatlar ahlâki değerlere göre oluşmaz. Birinin şöyle dediğini düşünün: "Bu ülke iğrenç! Kutsal Kitap'ın bir nüshası sadece 5 dolara geliyor. Bir adet oyun konsolunun piyasa değeri ise bunun altmış katı. Hani bizim önceliklerimiz? "
Sayfa 38 - Liberte Yayınları
Biz, diğerleri, çatı ve devlet
Dr. Yüksel Hoş
Salı 21 Haziran 2022
"Boj na Kosovu" (Kosova Savaşı)
1989'da, Yugoslavya daha bitmeden birkaç sene önce yapılmıştı bu film. 1389 yılında Osmanlı orduları ile savaşan Sırp Krallığının işlendiği ve Miloş Obiliç'in Sultan Murad'ı hançerlediği sahnenin gösterildiği bu film, Yugoslavya'da bir tabunun
"Her yerde aynı piramit yapısı, yarı kutsal bir öndere tapınma, sürekli savaşa dayanan ve sürekli savaşa hizmet eden bir ekonomi söz konusudur."
Sayfa 227 - Can yayınlarıKitabı okudu
