Danimarkalı doğalcı yazar Henrik Pontoppidan‘ın 20. yüzyılın başında yayınlanan Lykke-Per adlı kitabı 2018’de Bille August tarafından sinemaya uyarlandı. 2020’nin Haziran ayında da Soysal Yayın Grubu tarafından ilk kez Türkçeye kazandırılan bu roman, bizleri 1890’lar Danimarkası’nda yaşayan genç ve girişimci mühendis Per’in sönük başlayıp bir
Çoğumuz patronlarımız, iş arkadaşlarımız veya müşterilerimizle günlük ilişkilerimizden doğan sıkıntıların altında
eziliyoruz, birçoğumuz da bu sıkıntıları cep telefonlarımız ve dizüstü bilgisayarlarımızia gittiğimiz her yere götürmek üzere yanımıza alırız; evlerimize, hafta sonu gezintilerimize, tatilde otellerimize: ofisimizden hiçbir zaman ona bir telefon veya kısa mesajla ulaşamayacağımız kadar uzaklaşmayız,
her zaman insanların emrine amade oluruz. Sürekli ofis ağına bağlı olduğumuzda, pazartesi gününe yetişmesi gereken bir rapor veya proje üzerinde cumartesi ve pazar çalışmamak için bir bahanemiz olmaz. "Mesai bitiş saati" asla gelmez. Bir zamanlar evi işten, çalışma zamanını, "boş zaman" veya "dinlenme zamanı" denilen kavramdan ayıran o çok kutsal sınırların hepsi silindi. Dolayısıyla hayatın her anı bir seçim anına dönüşüyor; kariyer ile ahlaki sorumluluklar arasında,
işle ilgili görevler ile bizim zamanımıza, şefkatimize, ilgimize, yardımımıza ve desteğimize ihtiyaç duyan insanların talepleri arasında ciddi, acı verici ve hayatımızı etkileyecek seçimler yapmamız gerekiyor.
"...Yazarlar yeni projelerini anlatacaklar.Projeci yazarlar.Plan-proje-taahhüt işleriniz özenle yapılır.Her türde sorun için kitap yazılır.Bir ölçü aşk, iki ölçü toplumsallık,yarım ölçü muhalefet, bolca mistisizm..."
Kafkasya, tarihi boyunca birçok ırkın beşiği ve mezarı oldu. Sanskritçe' den gelen "Kafkasya" kelimesi beyaz, karlı dağlar anlamına geliyor. Elbruz ve Kazbek'in karla kaplı zirveleri, Kafkas berzahı boyunca uzanan sıradağların üzerinde parlar. Bu dağ silsilesi, işgalcilerin önünde adeta doğal bir engel bir kale gibi
ZENGİN KOCA BENİM
.
Kitabın adını okuyunca kimbilir neler düşündünüz içinizden? Doğrusu @pınargogulan i önceden okumasam, kesin bende düşünürdüm. Oysaki okuyunca nasıl değerli bir kitap, bir farkındalık, geçmişteki yaşamların bize yaşattıkları olduğunu göreceksiniz.
Bu kitabı erkek çocukları için yazmış, kendi benliklerine ve varoluşlarına
Hiçbir şey, şeylerin hakiki doğası şeklindeki bir kesinliğe dayandırılamayacağından, bütün projeler ancak 'hiçlik üzerine kurulabilmek'te. Yine de bir proje olmalı –kendimizi “hiçlik” kategorisi içine kıstırmama çabasındayız çünkü. Hiçlikten bir şey yapacağız: Bir ayaklanma, 'şeylerin doğasının şu veya bu olduğu' iddaasındaki herşeye karşı bir isyan. Uyuşamıyoruz; gayri tabiyiz; yasanın -kutsal yasa, doğa yasası, ya da toplumsal yasa, istediğinizi seçebilirsiniz, gözünde hiçliğin de aşağısındayız. Değerlerimizi hiçlikten çıkaracağız ve bu keşif eylemiyle sürdüreceğiz hayatımızı!