Memduh Selim Bey...
Bilgili, görgülü, kalbiyle yaşayan, pusulası kalbi olan ama hak ettiği mutluluğu kaçıran bahtsız ve güzel adam... Hikâyen beni hem hoşnut etti hem de hüzünlendirdi. Ömrünün geri kalanını mutluluk içinde geçireceği insanı bulmuşken bu kutlu insanın bir anda ellerinin arasindan kayip gitmesi ne acı bir durum. Memduh Selim Bey'in hikâyesini okuyunca ertelenen güzelliklerin, zamanında gereken kıymeti görmeyen insanların daha sonra insanın koca bir ömrünü nasıl etkilediğini derin bir şekilde hissettim. Sevdiklerinizin kıymetini bilin dostlar, zira bir saniye bile geri gelmiyor, hepsi şükür sebebi. Mehmed Uzun ne hoş anlatmış bu hazin hikâyeyi. Kullandığı cümleler, kürtçe tabirler, destanlardan örnekler, altı çizilesi harika paragraflar hepsi okuyunca insanın kalbine dokunan bir roman çıkarmış ortaya, iyi ki çıkarmış. Ayrıca Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasina gebe dönemlerde Kürt halkın direnişi ve özgürlük arayışının da genel olarak portresi sunulmuş okuyucuya. Bir direnişin ve yitik aşkın kitabı... Bu arada kitapta beni fazlasıyla etkileyen bir alıntıyı buraya bırakıyorum. Şimdiden hepinize keyifli okumalar. :)
"İnsan sevdiğine kavuştuktan sonra
ekmeği olsun, ayranı hiç olmasın
yemeği sadece darı olsun
yorganı mavi gök olsun
döşeği kuru yer olsun
yastığı sert taş olsun
torbası omzunda olsun
torbanın dibi delik olsun
yurdu buralar olmasın
Acem ve gavur ellerinde olsun
Sevgilisi insanın istediği gibi olduktan sonra
gün boyu avare olsun.
aşsız katıksız, ekmeksiz olsun."
MEB’in öğrencilere tavsiye ettiği 100 Temel Eser arasında da yer alan bir roman Eskici ve Oğulları. Orhan Kemal’in en yetkin romanlarından birisi durumunda ve diğer eserlerinden esintiler taşıyor. Orhan Kemal demek biraz da Çukurova’nın Adana’nın folkloru demektir. Cemile, Dünya Evi, Avare Yıllar gibi eserlerinde olduğu gibi burada da yine