"Hayatım bir yama parçası gibiydi sanki. İzi de, sökükleri de sonsuza dek benimle birlikte yaşayacaktı. İpler ne kadar sıkı olsa da yamaydı işte, kapanmayan büyük bir yara ve her baktığımda içimi sızlatacak bir kalıntı."
gerçekten öyle miydi peki? insan bencil bir varlık olduğu için mi vazgeçemiyordu, yoksa yalnızlık korkusu yüreğine bir bıçak gibi saplandığı için mi? karar veremiyordum, tek düşündüğüm şey aslında hiçbir şey düşünemediğimdi. hayatım bir yama parçası gibiydi sanki. izi de, sökükleri de sonsuza dek benimle birlikte yaşayacaktı. ipler ne kadar sıkı olsa da yamaydı işte, kapanmayan büyük bir yara ve her baktığımda içimi sızlatacak bir kalıntı.
Reklam
hiç kaybetmek istemediğim insana hoşça kal demem gerekecekti belki de
+ "Çocukların kalbini nasıl kazanacağını biliyorsun." - "Seninkini bir türlü kazanamıyorum ama!" + "Çünkü ben çocuk değilim..."
"Görüyorsun ya anne, sen gelmeden gidiyorum ben. Senin kokunu bilmeden yol alıyorum başka bir hayata. Senin yapmaya cesaret edemediğini başkaları vermek istiyor bana. Çok geç kaldın anne, çok geç."
Sayfa 62 - NisaKitabı okuyor
" İnsan sevmediği bütün yolları sevdikleri için yürümeye göze alabilirmiş bazen. En yakınının mutluluğu için onu bırakmayı göze aldığı gibi. Ayaklarına çakıl taşları da batsa, kalbine dikenler de saplansa mecburmuş bunu yapmaya."
Reklam
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.