Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dünyanın küçüldüğü yerlerdir kütüphaneler.
Kütüphanelere sadece okumak için gidilmez, Gidip oturun, havasını teneffüs edin. İnsana esenlik verir kütüphaneler.
Reklam
..fikirmiş falan, bende yok öyle şeyler! bir tanecik fikir bulamazsınız bende! ve benim gözümde hiçbir şey, ama hiçbir şey, şu fikir denen şeylerden daha aşağılık, daha boktan, daha tiksinç değildir! kütüphaneler ağzına kadar fikir dolu! kafelerin bahçeleri de!... bütün çöpten çelebiler fikir zengini olmuş!... hele o felsefeciler!... tabii fikir deyip geçmeyin, heriflerin geçim kaynağı!... gençlerin aklını alıyorlar fikirlerle! hepsini bağlamış pezevenkler!... eh gençler zaten dünden hazır önüne konanı yalayıp yutmaya... her boku şaahaaneeee bulmaya! pezevenklerin işi çocuk oyuncağı tabii! ömrü hayatlarının en deli zamanları, bu çocuklar ne yapıyor, anca ya çadır dikiyor ya “ fikirleeerle ” gargara!... fikir dediğim de başka şey değil Beyefendi, felsefe işte!... bunların işleri güçleri felsefe!... bayılıyorlar kandırılmaya, yavru köpek gibi bunlar, onlar da bayılır ya sopalara, kemik zannederler, yeter ki birileri fırlatsın, bunlar da peşinden koştursun! atlasınlar oradan oraya, havlasınlar, ömürlerini tüketsinler, dünya bu!... ah o üçkâğıtçı şerefsizler yorulmak da bilmezler ki üstelik, sabah akşam oynatırlar gençleri parmaklarında... içi kof bir sürü felsefi sopaları var bunların, fırlatır dururlar... gençler de yakalayacağım diye helak olurlar oradan oraya!...
Kitap tutkusu, sigara tiryakiliğinden daha şiddetli bir iptiläi Böyle bir hastalığa müptela olanların ilk koşacakları şifa yurtlane yayınevleri, kütüphaneler ve sahaflardır. Özellikle sahaflar kitapla ilgili olağanüstü maceraların, ilginç gelişmelerin cereyan ettiği mahfiller olması bakımından son derece önemlidir. Sahaflarda kitaplar ve kitap delileri hakkında yapılan sohbetlerin, kulislerin, hivayetlerin, hatta dedikoduların tadına doyum olmaz. Bir yandan tozlu rafları karıştıran kitap kurdu, diğer taraftan tam bir kitap mütehassısı olan sahafın verdiği bilgileri can kulağıyla dinler kitapların beder ömrünün en mesut dakikalarını o sırada yaşar.
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
ASLANIN YELESİNDE KÜTÜPHANE TURU!
Bir aslanın kütüphaneye girdiğini gördünüz mü? İşte bu kitapla beraber buna tanık olacağız. Evet, kütüphanede çocuklar masal dinliyor, kimileri kitabına gömülmüş, görevliler işlerini halletmekte. Böyle bir ortamda aslan olur mu? Olurmuş. Kitap ikna etti beni. İşin mizahı bir yana, kütüphane kültürüne, kurallarına ve hayvan (aslan) sevgisine dayanan kitabı çok severek ve merakla okudum. Kütüphane atmosferi içerisinde bir çocuk kitabı işte daha ne olsun. Resimleriyle, üslubuyla, anlatmak istedikleriyle çok eğlenceli ve duygu yükü olan bir çocuk kitabıdır. Duygu yükü dedim çünkü bir aslanın hem sevincini hem hüznünü görmekteyiz. Hayvanların duygularının olması bizi ne kadar da yakınlaştırıyor. Ana fikir ise kütüphanelerin güzel olduğu kadar kurallarının da olduğu, kütüphaneden bağımsız olarak, hayati durumlarla karşı karşıya kalındığı zaman o kuralların kısa süreli çiğnenebilirliği ve bunun gerekli olduğudur. Çünkü o kuralları da hayatta daha huzurlu bir ortam sağlamak için oluşturduğumuzu iddia ederiz. Sözün kısası kütüphaneler bizimdir, aslanlar da, kurallar da. Biz hem aslanı seveceğiz, kitabımızı okuyup daha huzurlu bir dünya için çaba göstereceğiz. İyi okumalar. Çocuklara ise çok çok iyi okumalar.
Kütüphanedeki Aslan
Kütüphanedeki AslanMichelle Knudsen · Uçanbalık Yayıncılık · 2015116 okunma
Reklam
Kütüphaneler fikirlerle -tüm silahların belki de en tehlikelisi ve güçlüsüyle- doluydu.
Sayfa 72 - Dex YayınlarıKitabı okudu
"Neden insanlarınızdan kimse yok burada?" "Muhafızların kütüphanede bir faydası olmaz." Ah, ne de yanılıyordu! Kütüphaneler fikirlerle tüm silahların belki de en tehlikelisi ve güçlüsüyle- doluydu.
Sayfa 72 - Dex YayınlarıKitabı okudu
Nizamiye Medresesi Kütüphaneleri
Büyük Selçuklu çağında kitap her şeydi. Nizamiye Medreselerinin kütüphaneleri ise dillere destandı. Binlerce cilt kitap barındıran bu kütüphaneler öğrencilere başka bir yere gitme ihtiyacı bırak mıyordu. Bağdat Nizamiyesi'nde altı bin cile kitap olduğu rivayet edilmektedir.
📖 19-25 Nisan Dünya Kitap Günü ve Kütüphaneler Haftası Kitaplar gündelik yaşamın sıkıntısından kaçış değil, bir yaşamdan ötekine geçiş aracı olmalıdır.📖
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin Felsefesi
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Atatürk’ün önerdiği bir kitapmış…
Öncelikle bu kitap bir oturuşta bitecek bir kitap aslında ancak ben çok ara vererek okudum bu kitabı. Bunun kitapla ilgisi olmadığını, Gregory Petrov’un çok akıcı bir kalemi olduğunu söylemeliyim. Bir de bu kitaptan önce Finlandiya’nın eğitim ve refah seviyesinin yüksek olduğunu ancak nasıl bu hale geldiğini bilmediğimi itiraf etmeliyim. Çok
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,8bin okunma
Musil'in kütüphanecisinin bana bilge görünmesinin nedeni şu "genel bakış" fikri ve onun kütüphaneler hakkında söyle­ diklerini ben bütün bir kültüre uygulamak isterdim: Burnunu kitaplara sokan kişi kültür için, hatta okuma için bir kayıptır. Çünkü mevcut kitap sayısı yüzünden, bu genel bakışla her kitap arasında ister istemez bir seçim yapmak zorunluluğu vardır ve her okuma, zor ve zaman isteyen bütüne hakim olma çabasında bir enerji kaybıdır.
Burada, Güney Kaliforniya'da oldukça iyi kütüphaneler vardı. Büyük bölümü yakıldı bile...
Sayfa 101 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bağdat
Bağdad, tarihi ve içtimai bir çok vakalara sahne olmuştur. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur: «Arab Irak'ında, Dicle ile Fırat arasında bir şehir kurulacak. O şehirde Abbasi oğulları melik olurlar. O şehrin adı (Zevra) dır O şehirde çok kanlı bir harb vuku bulacak, kadınlar esir edilecek, erkekler koyun boğazlanır gibi boğazlanacaklardır.» Hakikaten de öyle olmuştur. (656) senesinde Müstâsım halife zamanında ve vezir İbni Alkamînin fesadı üzerine Hulâgû tarafından zaptedilen Bağdad'a yürekler acısı facialar cereyan etmiş ve kırk gün katliâm yapılmıştır. Şehirde her türlü zulüm icra olunmuş medeniyet ve ilim namına ne varsa hepsi mahvedilmiştir. Kütüphaneler dolusu yazma kitapların suya atılması yüzünden Dicle, haftalarca siyah akmıştır. Daha sonra (803-1400) senesinde de Timurlenk Bağdada girmiş ve bir saat zarfında 90 bin suçsuzun kanını dökmüştür.
Sayfa 454 - Milli Eğitim Yayınları 1952 BaskısıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.