Söz dönüp dolaşıp Sakarya Savaşı'na geliyordu. Başkomutan, "Bu savaşta subay, astsubay ve erlerin katlandıkları fedakarlık ve gösterdikleri çaba, insan gücünün üstündedir" dedi, gazileri övdü.
Millet de ordudan geri kalmamıştı.
Binlerce sahne aktı hayalinden: Milli yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirenler, ikmalciler, kağnı, araba, eşek ve deve kolları, işçi taburları, gizli örgütler, silah ve cephane kaçakçıları, hamallar, gümrükçüler, sandalcılar, motorcular, denizciler, havacılar, doktorlar, gönüllü hemşireler, dikimevi terzileri, sargı bezi hazırlayanlar, takılarını orduya armağan eden kadınlar, ustalar, işçiler, demiryolcular, şoförler, gazeteciler, öğretmenler, yurtsever din adamları, Kuva-yı Milliyeciler, Kızılaycılar, Müdafaayı Hukukçular, yöneticiler...
Hiçbir dönemde bütün milletin katıldığı böyle bir mücadele yaşanmamıştı.
Gözleri minnetle parlayarak, "Bu zafer yüz binlerce yurtsever insanımızın ortak eseridir" dedi..