İktidarı ele aldıktan sonra Mustafa Kemal, siyasi rakipleriyle ve kendisine karşı ortaya çıkan hoşnutsuzluklarla başa çıkma konusunda genellikle cüretkar ve sert bir tavır sergiledi. Daha da önemlisi, toplumun belli kesimleri onun liderlik tarzını hiç de kolay benimsemedi ya da Kuvayı Milliye'nin somutlaştırdığı siyasi hedefleri desteklemedi. Hem savaş sırasında hem de savaşı takip eden yıllarda Atatürk, temsil ettiğini ve liderlik ettiğini iddia ettiği kişiler için tartışmalı ve ayrıştırıcı bir isim olarak kaldı.
üretmeyen batar
Süper güçlerin emperyalist hedefleri hiçbir zaman kesintiye uğramaz. Süper güçlerin özellikle Ortadoğu'daki yayıl. maci ve paylaşımcı politikaları daha da akılcı ve etkin olarak sürüyor. 21.yüzyılın 19. yılını yaşıyoruz. Emperyalist politikalar, ülkeleri askeri işgallerle değil, özellikle ekonomik ve kültürel alanlarda etkin politikalar uygulayarak fethetmeye çalışıyorlar. Süper güçler, kendi ulusal çıkarlarına ulaşabilmek için her türlü yola başvuruyorlar. Bu konularda hizmete hazır işbirlikçileri de, ne yazık ki zorlanmadan buluyorlar... Bugün vatanın parçalanmasını isteyenler var. Türkiye bir bakıma eski yöntemlerle değil, ekonomik, kültürel ve toplumsal önlemlerle ele geçirilmeye çalışılıyor. Milli mücadelenin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti nin uyguladığı ve başarılı sonuçlar aldığı planlı ekonomik kalkınma modeli çoktan terk edildi. Üretim ekonomisi yerine, kapitalizmin öngördüğü tüketim ekonomisi Cumhuriyeti'nin uyguladığı ve başarılı sonuçlar aldığı planlı geçerli kılınıyor. Ülkenin kaynakları milli çıkarlar doğrultusunda değil, dış kaynaklı kapitalist yöntemler doğrultusunda Milli Mücadele'nin sonunda kurulan Türkiye adeta peşkeş çekiliyor.
Sayfa 32 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
125 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kurtuluş Savaşı'nda iki küçük 'Nihat ve Murat' kahramanın hikayesi. Mondros Ateşkes anlaşmasıyla ülke yabancı kuvvetler tarafından işgal edilmişti.Savaşta görev alan subaylar ve teğmenler görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılmış başıboş ve silahsız gezmeye mahkum edilmişti. Nihat ve Murat'ın ağabeyleri de Çanakkale cephesi gibi önemli cephelerde görev yapmış üstteğmenlerdi .. Görevden ayrılmak zorunda bırakılmış ama onlar pes etmeyip devlet savunması için Kuvayı Milliye adı altında birlikler kurmuşlardı. .. Bu gizli birlikten bir gün Efe İhsan adında bir subay ingilizlerin eline düştü ve zindana kapatıldı. Efe İhsan'ı ele veren babasının çocukluk arkadaşı Hamit Efendi'ydi. Nihat ve Murat'ın ağabeyleri Kenan ve Cevat bu durumu öğrenince yoldaşları Efe İhsan'ı kurtarmak için bir yol aradılar. İlk hedefleri Hamit Efendi'yi takip edip olan bitenler hakkında bilgi edinmekti. Ama onlar koskoca adamlar! dikkat çekerlerdi. Tabi bu iş küçük kahramanlarımız Nihat ve Murat'a düştü. Nihat ve Murat, Hamit Efendi'yi takip edip olan biten her şeyi öğrendiler. Efe İhsan'ın nerede tutulduğunu bile.. Küçük kahramanlarımız sayesinde Efe İhsan kurtarıldı ve Kurtuluş Savaşı'na hazırlık için Ankara'ya, Mustafa Kemal Paşa'nın yanına gönderildi. Hamit Efendi'ye noldu dersiniz.. Tabi yaptığı yanına kalmadı. Bir sonraki gün dükkanını hiç açamadı. Ve kapısında şu yazılıydı: "Bu ülkede düşmanla işbirliği yapanlar er geç cezalarını bulacaklardır."
Gece Yarısı Çalınan Kapı
Gece Yarısı Çalınan KapıDerman Bayladı · Bulut Yayınları · 20081 okunma
Yeni Serv ve BOP
Süper güçlerin emperyalist hedefleri hiçbir zaman kesintiye uğramaz. Süper güçlerin özellikle Ortadoğu'daki yayılmacı ve paylaşımcı politikaları daha da akılcı ve etkin olarak sürüyor. Emperyalist politikalar, ülkeleri askeri işgallerle değil, özellikle ekonomik ve kültürel alanlarda etkin politikalar uygulayarak fethetmeye çalışıyorlar. Süper güçler, kendi ulusal çıkarlarına ulaşabilmek için her türlü yola başvuruyorlar. Bu konularda hizmete hazır işbirlikçileri de, ne yazık ki zorlanmadan buluyorlar... Bugün vatanın parçalanmasını isteyenler var. Türkiye bir bakıma eski yöntemlerle değil, ekonomik, kültürel ve toplumsal önlemlerle ele geçirilmeye çalışılıyor. Milli mücadele'nin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin uyguladığı ve başarılı sonuçlar aldığı planlı ekonomik kalkınma modeli çoktan terk edildi. Üretim ekonomisi yerine, kapitalizmin öngördüğü tüketim ekonomisi geçerli kılınıyor. Ülkenin kaynakları milli çıkarlar doğrultusunda degil, dış kaynaklı kapitalist yöntemler doğrultusunda adeta peşkeş çekiliyor.
Kuvâyı Milliye'nin hedefleri.
Kuvâyı Milliye'nin ilk hedefi, vatanı ve zat-ı şahaneyi düşman baskısından kurtarmaktır, bu bir. Fırkalarla ve siyasetle hiçbir ilişiği, hiçbir makam ihtirası yoktur, bu iki. Kurtuluşumuz ancak Kuvâyı Milliye sayesinde mümkündür, çünkü zât-ı şahahenin ve hükümetinin eli kolu bağlıdır. Padişahımız Kuvâyı açıktan açığa tutamıyorsa bunun sebebi düşmanın eline düşmüş bulunmasıdır, yoksa gönlü bizimle beraberdir, her fırsatta elçiler göndermekte, keşci ve teşvik etmektedir, etti üç. Dördünçü de, bize karşı duranlara, hele işimizi güçleştirenlere zerre kadar acımayacağız.
Sayfa 114Kitabı okudu
Resim