Kalp Kırıklığı Üzerine (Alıntıdır)
1791 yılında Kant, onun felsefesinin izinden giden biri olan Avusturyalı Maria Von Herbert’ten bir mektup alır. Maria, yakın zamanda yaşadığı bir kalp kırıklığıyla başa çıkabilmek için tavsiye istemek adına ona yazar; bu öyle bir kalp kırıklığıdır ki Maria hayatına son vermeyi bile düşünür, ta ki bunun Kant’ın çalışmasına aykırı olacağını fark
Bir Yudum Kitap
Ne vakit güzel günler düşlesek, birileri çıkıp mahveder. Ekseriyetle böyledir, bilirsiniz. Erdal Öz, "İnsanlığın geleceğini ve senin o günleri göremeyeceğini düşünüyorsun. Müthiş hüzün veriyor bu sana." derken bir şeyler anlatmak ister. Yıllar geçmiş, yazarla fikirlerimiz pek değişmemiş sevgili okur. Hem acı, hem güzel. Siz yine de
Reklam
Sadece beş dakika ayırın lütfen...Alıntı
Ey Türk evladı..Ben Aliya İzzetbegoviç!... Sevgili okurlar.. Bu bir tarihi mektup...
Aşkın ölüm hali
Kilise çanlarını andıran o iğrenç sesiyle kapı çaldı birden Zarife kaç defa değiştirmek istemişti oysa bu uğursuz sesi Küçük tosun kapının çığlıklarına dayanamayıp uyandı beşiğinde Zarife kocasına bir değiştirmedi şu kulakları delen lanet zili diye söylenerek mutfaktan çıktı yeşil mutfak önlüğünde ellerini kurulayarak kapıya yöneldi
Peyami Safa
Eğer insanları evlenmekte tereddüde sevk eden şey bedbaht olmak korkusu ise bende böyle bir sey yoktu; çünkü hiç bir hareketimin gayesinden tam bir saadet beklemiyordum. Bir adamın hayatında duyduğu haz ve kader yekunları hesap edilecek olursa görülecektir ki kimse kimseden daha fazla ne mesut ne de bedbahttır. Hepimiz kahkahalarımızı gözyaşlarımızla ödüyoruz ve bu hususta bir dilenci bir milyarderden farksızdır. Çok gülenin çok ağladığını söyleyen atalar sözü de bizim heyacanlarımiz arasındaki müsevatı biliyor. Bunun için muvakkat hazlar ve kederler istisna edilirse insanlar arasında devamlı bir saadet ve felaketten bahsedilmesini bile fazla bulanlardanım.
Aysel / İsmail Kılıçarslan.
'Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Rosa ben bir deliyim’ Şiiri aynada kaç kaç çalıştığını hatırlamıyordu bile. Bir nefeste, vurguları doğru yaparak, sesini alçaltıp yükselterek, hiç telaffuz hatası yapmadan okuması gerekiyordu. Okuması şarttı. Bunun başka bir yolu yoktu. Şöyle planlamışlardı: Aysel okuldan çıkarken peşine düşecek,
Reklam
231 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.