Keçi güderdik, oğlak severdik, Buldan dağlarında gezinir, üzüm bağlarını, zeytin dallarını, köstebek otağlarını incelerdik. Sabah uyanınca gördüğümüz çamlar, sıradağlar, yemyeşil çimenler, çiçek açmış meltemsi tepeler; gece gördüğümüz yıldızlarlar, ay, kurt sesleri ve esenlikti. Kuyruklu yıldız sayardık toprağa serdiğimiz yatağa uzanıp. Hikayeler anlatır, hikayeler dinlerdik. Peri masallarındaki gibi bir yerdeydik işte. Ömrünün kalan kısmında ömrünün ilk çağları için hep müteşşekkir olacağımız bir şehirsizlik, gürültüsüzlük, özgürlük hikayesiydi bu ve gerçekti.