Son söz
Her hazanda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan... Ölüm hakikat...
Sayfa 150Kitabı okudu
Çünkü insanlara hakikat kadar hayalin lazım olduğunu hayatımın henüz yirmiyi bulmayan yılları içinde tecrübe ettim.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden aşağı göstermeye çalışmak hastalığıdır. Bu yaraların derman bulunmaz niteliğini açık ve kesin bir dille açıklamaya uğraşanlar daima halkın lanetine uğrarlar. Yaranmak için halkı aldatan ikiyüzlüler beğenilir ve saygı görürler...
Sayfa 111Kitabı okudu
Sevgice bu eşitsizlik ve denk olmayışa zavallı pek üzüldü. Kızın duyguca gösterdiği bu kayıtsızlık acaba yapmacık mıydı? Yapmacıksa o yaşta gösterdiği bu ustalık cidden hayret edilecek bir şeydi.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bu nasıl güzel bir iltifattır.
Ben şimdi güzelliğin bilinen kurallarından çıktım. Güzel sanatları, estetiği her bir şeyi inkâr ediyorum... Siz neyseniz güzellik işte odur. Sizi her ne şekil ve vasıfta bulursam onu kendim için halis güzellik sayacağım. Sanatta ölçü ve örnek kabul edeceğim.
Reklam
Hanımefendi dünyada saadet denilen şey tamamıyla kuruntuya dayanan bir söz değilse işte onun en belirgin şekli mutlaka böyle bağdaşması mümkün iki ruhun birleşmesinden vücut bulan haldir.
İnsanlığın selamet ve saadetinin böyle kardeşlik ve tam eşitlikte olduğu anlaşıldı. İnsanlar neden şimdiye kadar bu büyük hakikati idrak etmeyerek varlıklarını sürdürmeyi birbirine karşı düşmanlıkta, savaşmakta, kan dökmekte görmek gibi yanlış bir yola gitmişler? Medeniyetin, yetkinleşme fikrinin gayesi birbirini öldürmeye uğraşmak mıdır? Yoksa umumi kardeşliğin kurulmasına çare aramak mı? Neden insan öldürmek tekniğinde en usta olan, savaş âletleri en mükemmel bulunan milletler en medeni, en gelişmiş sayılıyorlar? Şimdiki milletlerin hiçbirisi meğerse medeni sıfatına layık değilmiş. Düşünülse hunharlık bakımından bugünkü gelişmiş insanların mağaralarda, taş kovuklarında adeta inlerde mekân tutup da üzerlerine saldırdıkları avlarını tırnaklarıyla, dişleriyle paralayarak yiyen vahşi ataların- dan çok farkları yok...
Meğerse âdemoğlu hileden ibaretmiş. "Dost" sıfatını hak eden iki fert bulmak hemen imkânsız görünüyor, bu kelime manasız bir söz gibi kalıyordu.
Yeryüzü üzerinde çeşitli iklimleri, bereketli toprağı, suyunun ve havasının hoşluğuyla, eşsiz güzellikleriyle benzersiz olan vatanımız kucak kucak servet, saadet bağışlamak için bize her an kucak açarken biz onun bu sürüp giden büyük şefkatine layık evladı olmak hasletini gösteremedik. Daima cehaletle, bağnazlıkla, en çirkin hislerle, düşmanlıklarla birbirimizi yedik. Boğuştuk... Vatanımız bizi insan mutluluğunun başarı ve zafer doruğuna yükseltmek için bütün tabii kaynakları ve teşvik vasıtalarını daima gözlerimizin önunde bulundurduğu halde biz onun bu vaat ettiği nimetlere haksızlık ederek adeta nankörlükle karşılık verdik. Aynı meşru refahın, aynı insani amaçların, istisnasız kardeşliğin asırlardan beri bencilliğin insanlar arasına koyduğu cahilce, haince farkları söküp atacak hakça eşitliğin hep birlikte hizmetkârı olma faziletini gösteremedik. Anlayamadık.... İnsanlık, kardeşlik sevgisinin samimi lezzetini tadamadık.
Reklam
Yalan olmayan şey hakikat değil midir? İnsan toplumu içinde itirafı zararlı olan hakikatler çoktur. Henüz insanların anlama ve kavrama yetisi her hakikati sindirebilecek mükemmel terbiyeye erememiştir. Lakin gerçeği görenler kendi zararlarına da olsa onu duyurmaktan çekinmeyerek hemcinslerinin olgunlaşması için uğraşmaya kayıtsız kalmamalıdır.
Gençlerin kalplerini saadetle dolduran sevda perisi benim gönlümde hiçbir vakit bir hakikat şekline girmek lütfunu göstermedi. Daima daima hayal şeklinde kaldı. İşte ben öyle oyalandım. Hep hayaller hülyalar arkasından koştum. Hep mevcut olmayan afetler için ağladım. Bu hiçler için o kadar yoruldum ki aşkı da inkâr edecek bir hale geldim.
Yalan olmayan şey hakikat değil midir? İnsan toplumu içinde itirafı zararlı olan hakikatler çoktur. Henüz insanların anlama ve kavrama yetisi her hakikati sindirebilecek mükemmel terbiyeye erememiştir. Lakin gerçeği görenler kendi zararlarına da olsa onu duyurmaktan çekinmeyerek hemcinslerinin olgunlaşması için uğraşmaya kayıtsız kalmamalıdır. İtirafı zor olan hakikatlerin saklanması daha zordur.
Sayfa 74-75 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.