Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Beni affediyor, Ada'yı unutuyor. Hatta, tam tam tam, arzuladığı gibisinden ufak çapta bir ev kadını bönlüğü ediniyor. Süpürrt, süpürrrt, süpürrrrt. Ah ah, ne kadar aptal benim daha eli kolu memeleri sallanabilen esmerim. Mutlu olmak, dahası mutlu kalmak nasıl da yakışmıyor ona... En ufak bir umudumuz yok. çok gereksiz cümle, elbet en ufak bir umudumuz yok. Umursadığımız tek bir şey yok. Bir gıdım ilgi ifadesi bulunamaz gözlerimizde, yok. Ben neden bir kez olsun evden çıkmadığını, evin kuytu bir köşesinde hışırtılar içinde ne yaptığını sormuyorum ona, o yok. O asla onca aşınan kurşunkalemin kağıt tomarlarına neler kazıdığını sormuyor bana, ben yokum."
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
Reklam
KİTABIMIN İLK BÖLÜMÜ. ELEŞTİRİLERİNİZİ ALABİLİR MİYİM? Bunlar ne kızım? Dedi edebiyat hocası olan Faruk bey . Genç kız ise açıklayıcı bir ses tonuyla ''proje ödevi hocam; siz istemiştiniz'' dedi. Faruk hoca sinirlenmişti. Proje ödevinde yapılan yazım hataları ve hataların üzerinin karalanması sinirine dokunmuştu belli ki. ''Kızım başka kağıdın
Fotoğraf çekiminden iki gün sonra, adadaki ilk küçük şokumuzu yaşadığımızı anlatmalıyım. Hani daha önce sözünü ettiğim ağaçlık yolumuzu hatırlıyor musunuz? İki yanına ulu ağaçların sıralandığı ve bu ağaçların yukarıda birbirine girerek doğal bir gölgelik oluşturduğu, yeşil bir tünele benzeyen serin yolumuz... Öğle güneşi altında bakkaldan ya da iskeleden kan ter içinde eve dönerken bu yola girer girmez, kuytu yeşil ormanların gölgeli serinliğiyle ferahlardık. Başımızın üzerindeki gölgeliköylesine sıktı ki güneşi görmüyorduk bile. Bu doğa harikası, adadaki en büyük hazinelerimizden biriydi. Bir gün o yoldaki ağaçların budanmaya başladığını görme bahtsızlığını yaşadık. Başkan’ın adamları büyük bir beceriyle ağaçları buduyor, onları birer yeşil duvar oluşturacak şekilde kesip biçiyordu. Bu çevik adamların yetenekleri ve maharetleri o düzeydeydi ki ağaçlara kolaylıkla tırmanıyor, yukarıda birleşen dalları süratle kesiyorlardı. Biz olayı duyup gelene kadar ağaçların yarısı budanmıştı bile. Yola toplanmış olan zavallı adalıların şaşkın bakışları arasında iki yanımızda muntazam duvarlar oluşmaya başlamış, o doğal, kendi haline bırakılmış ağaçlar, Versailles bahçelerindeki bahçıvanların şekil verdiği yeşil heykellere dönüşmüştü. En korkuncu da artık tepemizdeki gölgeliğin kalmamış olmasıydı. Güneş doğrudan doğruya yola vuruyordu. Tahmin edebileceğiniz gibi ilk şaşkınlık anını atlatır atlatmaz adamları durdurmaya çalışmıştık ama bizim yüzümüze bile bakmıyor ve işlerine devam ederken, “Başkan’ın emri! Onunla konuşun!” diyorlardı.
196 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu romanda yer alıp anlatılan ne varsa kuytu köşede izlemek vardı.Teknolojinin girmediği ,paranın uğramadığı ,menfaatlerin çatışmadığı ,saatin işlemediği yer.Zaman kavramınin aslında pek bi önemi sayılmamış.Düzen yok .Fakat bi o kadar doğaya ayak uyduran,karışmayan, dengeyi bozmayan, 40 hanede yaşayan insanın yaşamını idame ettiği yer .Iste bu uyum her şey bürokrat insanın oraya uygarlık getirmek isteğiyle bozuldu.Önce insanların anlam veremediğim irdelemek istememesinden fırsat bularak başladı.Ardından martı-tilki-yılan yani ekolojik dengeyi yıktı.Sonrasi ada için istediğim gibi oldu. Ateşin "sil baştan" demesiyle alevin büyüyerek yangına dönüşmesiyle her sanırım normale dönecektir
Son Ada
Son Ada
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,4bin okunma
bütün şehri verseler, yine o sıcak yuva derim.. iki keder bir kuytu.. yine senin gözlerin.. iklimleri verseler, yazda menekşe olsam.. kozada çilli kelebek... sende kışı özlerim.. iki ada bir deniz, yine senin gözlerin..
Şilan Avcı
Şilan Avcı
Reklam
Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?
Bir inilti duydum serviliklerde Dedim: Burada ağlayan var mı ? Yoksa tek başına bu kuytu yerde, Eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı? Gözlere inerken siyah örtüler , Umardım ki artık ölenler güler, Yoksa hayatında sevmiş ölüler , Hâlâ servilerde ağlıyorlar mı ? [1334] / 1918 Sonbahar, Ada / Yeni mecmua , 3.10.1918/ İnci , 1.9. 1919]
Sayfa 65 - Sağlığında yayımladığı eski biçimli şiirleriKitabı okudu
Kuytu-ada
Gecen uzun Yolların dar Dört yanımda ördüğün duvarlar Sana tutunsam Kayboluruz.. Yalnızlığın parçalar bizi; Yok oluruz.. youtu.be/xUAxFtJ6uUA
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.