160 syf.
9/10 puan verdi
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Canınız öykü çektiyse... Nitelikli öykülerin, hele hele de nitelikli postmodern öykülerin nasıl icra edileceğini, okura göstermek anlamında, önemi yadsınamayacak bir eser olarak edebiyat dünyamızda arzı endam eden '' Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı' adlı bu nefis öykü kitabına göz gezdirmeniz yeterli olacaktır... 1971 yılı Sait Faik
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Uzun Sürmüş Bir Günün AkşamıBilge Karasu · Metis Yayınları · 20191,573 okunma
ANNELER ÜZERİNE
Çocuğunun özgür bir insan olmasını arzulayan,bunu öğütleyen, Ve bunun asla gerçekleşmemesi için de Elinden gelen her şeyi yapan kişidir... Ama ne olursa olsun,yorulduğun zaman başını yaslayacağın en kuytu ve sıcak döşek onun kucağı değil midir?
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202047,8bin okunma
Olacak mı?
Günlerimiz olacak Daha nice yıllarda. Hep beraber seninle, En güzel bir baharda, Bir uzun yazda. Günlerimiz ... kah Ada' da kah Boğaz' da. Kuytu bir yolda -bütün böğürtlen,kocayemiş­ Dudaklarımız birleşivermiş ... Akşam, Köprü üstü kalabalık, Başın, omuzumda artık. Ufukta hilal, gökte yıldızlar. Günlerimiz olacak, Mesut, bahtiyar.
Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?
Bir inilti duydum serviliklerde Dedim: Burada ağlayan var mı ? Yoksa tek başına bu kuytu yerde, Eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı? Gözlere inerken siyah örtüler , Umardım ki artık ölenler güler, Yoksa hayatında sevmiş ölüler , Hâlâ servilerde ağlıyorlar mı ? [1334] / 1918 Sonbahar, Ada / Yeni mecmua , 3.10.1918/ İnci , 1.9. 1919]
Sayfa 65 - Sağlığında yayımladığı eski biçimli şiirleriKitabı okudu
Öğle güneşi altında bakkaldan yada iskeleden kan ter içinde eve dönerken bu yola girer girmez, kuytu yeşil ormanların gölgeli serinliğiyle ferahlardık.
Reklam
olacak mı, lütfen olsun çünkü. .
“Günlerimiz olacak Daha nice yıllarda. Hep beraber seninle, En güzel bir baharda, Bir uzun yazda. Günlerimiz... kah Ada'da kah Boğaz'da. Kuytu bir yolda -bütün böğürtlen, kocayemiş- Dudaklarımız birleşivermiş... Akşam, Köprü üstü kalabalık, Başın, omuzumda artık. Ufukta hilal, gökte yıldızlar. Günlerimiz olacak, Mesut, bahtiyar.”
Sayfa 97 - Can Yayınları
Sırr-ı MİM
. . . م . . .‎ Yolcusunu beklerken sağ işaret parmağı ile havaya “mim” harfini çiziyor. Önce, bir ada gibi, kuytu gibi, ıssızlığını işaretler gibi, bir yıldız gibi, sır gibi, sevdasının gözünü çiziyor. Mim, bir gözdür. . . . Sevgilinin ağlayan gözü. Sonra bu gözün kenarından aşağılara sızan bir damla yaş gibi, mim’in ince elini çekiyor...
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Usta bir kalem ,etkisinden çıkamayacağınız bir kurgu, iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir aşk ve psikolojik gerilim hikâyesi... @aynilonur Selen Önder; Türkdili Edebiyatı mezunu,iş bulmayı herşeyden çok istiyordu. Hikayeler, makaleler yazıyor, ve basılmasını beklediği dörtyüz kırk sayfalık romanı vardı. İzmir'den İstanbul'a gitmeye bir
Kış Güneşi
Kış GüneşiAynil Onur Yüksel · Ange Yayınları · 202321 okunma
Türk Edebiyatı’ndan 16 Güzel Şiir . 1. Kelimeler, Özdemir Asaf Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde Denizlere açıldı içimizden biri Niçin gittiğini söylemeden.
Reklam
KİTABIMIN İLK BÖLÜMÜ. ELEŞTİRİLERİNİZİ ALABİLİR MİYİM? Bunlar ne kızım? Dedi edebiyat hocası olan Faruk bey . Genç kız ise açıklayıcı bir ses tonuyla ''proje ödevi hocam; siz istemiştiniz'' dedi. Faruk hoca sinirlenmişti. Proje ödevinde yapılan yazım hataları ve hataların üzerinin karalanması sinirine dokunmuştu belli ki. ''Kızım başka kağıdın
Fotoğraf çekiminden iki gün sonra, adadaki ilk küçük şokumuzu yaşadığımızı anlatmalıyım. Hani daha önce sözünü ettiğim ağaçlık yolumuzu hatırlıyor musunuz? İki yanına ulu ağaçların sıralandığı ve bu ağaçların yukarıda birbirine girerek doğal bir gölgelik oluşturduğu, yeşil bir tünele benzeyen serin yolumuz... Öğle güneşi altında bakkaldan ya da iskeleden kan ter içinde eve dönerken bu yola girer girmez, kuytu yeşil ormanların gölgeli serinliğiyle ferahlardık. Başımızın üzerindeki gölgeliköylesine sıktı ki güneşi görmüyorduk bile. Bu doğa harikası, adadaki en büyük hazinelerimizden biriydi. Bir gün o yoldaki ağaçların budanmaya başladığını görme bahtsızlığını yaşadık. Başkan’ın adamları büyük bir beceriyle ağaçları buduyor, onları birer yeşil duvar oluşturacak şekilde kesip biçiyordu. Bu çevik adamların yetenekleri ve maharetleri o düzeydeydi ki ağaçlara kolaylıkla tırmanıyor, yukarıda birleşen dalları süratle kesiyorlardı. Biz olayı duyup gelene kadar ağaçların yarısı budanmıştı bile. Yola toplanmış olan zavallı adalıların şaşkın bakışları arasında iki yanımızda muntazam duvarlar oluşmaya başlamış, o doğal, kendi haline bırakılmış ağaçlar, Versailles bahçelerindeki bahçıvanların şekil verdiği yeşil heykellere dönüşmüştü. En korkuncu da artık tepemizdeki gölgeliğin kalmamış olmasıydı. Güneş doğrudan doğruya yola vuruyordu. Tahmin edebileceğiniz gibi ilk şaşkınlık anını atlatır atlatmaz adamları durdurmaya çalışmıştık ama bizim yüzümüze bile bakmıyor ve işlerine devam ederken, “Başkan’ın emri! Onunla konuşun!” diyorlardı.
Medd ü Cezir - Temmuz Ayı Öykü/Deneme Etkinliği
Kavurucu bir soğuk… Kolumdaki saat sıcaklığı -40 °C gösteriyor. Ayak parmaklarımı hissetmiyorum, sanırım hücrelerim savaşmayı bırakalı çok oldu. Rüzgâr bıçak gibi, açıkta kalan bütün uzuvlarımı kesiyor. Halsizlik, günün yorgunluğu üzerine alınan ılık bir duş misali yavaş yavaş bedenimi ele geçiriyor. Beynim numaralar yapmaya başladı, sıcacık bir
Yeni Kitap! Ada Kültür Sanat Kitaplığı'nın ilk kitabı... PEYNİRKUŞU Can Adalı "Yüzüm, yurduna dönemeyen, dünü kalmayan çok kuytu kuş ağzı. Yüzümde geçmişin dört elementi; hava, ateş, su, toprak... Toprağı iki yakasından tutup gidiyor su. Evrenin yargıçlığına küfredip gidiyorum ben de. Sen insanlığa mahkum edilmiş kadını, beni düşün..." Kitap adi: Peynirkuşu Yazar: can adali Tür: roman
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.