Bu sayı dünyadaki her 150 kişiden biri anlamına geliyor. Dünyada modern köleliğin en yüksek olduğu beş ülke sırasıyla Kuzey Kore, Eritre, Moritanya, Suudi Arabistan ve Türkiye. Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Afganistan 2018 Küresel Kölelik Endeksi'nde de modern köleliğin en yaygın olduğu on ülke arasında yer almıştı
Soğuk Savaş cidden başlamıştı. 1949 yılında sadece (Batı Avrupa'nın savunmasını ABD'ye veren) Kuzey Atlantik Antlaşması'nın imzalanmasına değil, (Doğu'yla birlikte dünyanın herhangi bir yerine yapılan ihracatı kontrol etmeye yönelik geniş icra yetkileri veren) ABD İhraç Kontrol Kanunu'nun çıkarılmasına da tanık olundu. Böyle bir politikayı yürütmeye çalışırken uygulamada ortaya çıkan sorun, Amerika'nın müttefiklerinin de buna dahil edilmesi ve belli türdeki malların komünist bloka ihraç edilemeyeceğini onların da kabul etmeleri gerektiğiydi. Bu, Soğuk Savaş boyunca çok taraflı bir şekilde Batı'nın ihracat kontrollerini yapan ve ancak 1995'te lağvedilen COCOM'un (Koordinasyon Komitesi) kurulmasıyla hayata geçirildi. 1950'de, Çin'de Mao'nun zaferi ve Kore Savaşı'nın patlak vermesinin ardından, Batı Avrupa devletleri, Amerika'nın komünist ekonomik gelişmenin temelini zayıflatmaya yönelik olarak kapsamlı veya “ekonomik” ihracat ablukası uygulamasını kabul etttikleri için (ve ABD’nin Çin'le ticari ilişkileri tamamen koparmasından) bayağı endişe duydular. Ancak 1954'e gelindiğinde Avrupalılar, Kore'de barışın yeniden tesis edilmesi ve Stalin'in ölümü sonucunda ablukanın daraltılması yahut Sovyet blokunun askerî çabalarını destekleyecek "stratejik” mallarla sınırlandırılması konusunda ısrar ettiler ve Amerikalılar da bu talebi kabul etti.
Sayfa 571Kitabı okudu
Reklam
"Hayat pek çok açıdan otuz yıl öncesinden neredeyse ayırt edilemez: İnsanlar hâlâ aynı hareketleri sürdürüyor; işe gidiyorlar, eve geliyorlar ve belki de TV izlemek yerine telefonlarını kaydırıyorlar veya Netflix'e bakıyorlar. Büyük mağazalardan alışveriş yapmak yerine Amazon'dan sipariş vermeyi tercih edebiliyorlar. İnternetin
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Eski Cenevre bedelliye başkanının oğlu, 16 yaşındayken babasını Austin adlı bir yargıç ihbar edip, yolsuzluk yaptığını belirtmiştir. Babası kendini ihbar edeni öğrenemeden tutuklanır, kendisi de dil yeteneği sayesinde Birleşmiş Milletler binasında çevirmen olarak işe başlar. Patronu Jaine ona aşıktır ve gelgitli bir
Kimsesizler Adası
Kimsesizler Adasıİbrahim Bakırhan · İnkılap Kitabevi Yayınları · 202019 okunma
Kırk Bir……
Kardeşim savaş yüzünden hasta olmuştu. Kızıllar yüzünden. Kızıl, ölümün rengiydi. Kuzey Kore yaşanabilir bir yer olsaydı ve ülkenin güneyine göçmek zorunda kalmasaydık Youngsoo asla hastalanmayacaktı. Güney Kore ordusuna katılmak için nereye gitmem gerekiyordu? Bunu hemen yapmak istiyordum. Bana bir tüfek verirlerse hemen savaşa katılabilirdim. Sonra aklıma korkunç bir düşünce geldi. Aslında bütün bunlar benim yüzümden olmuştu. Omahniyi destekleseydim evde kalabilirdik. Youngsoo asla zatürre olmazdı. Belki ilk patlamadan sonra kuzey dönmek yerine güneye gitseydim omahniyi ve abahjiyi daha çabuk bulurduk. Belki de yolculukta kardeşime daha iyi bakmam; onu yedirip giydirmem, daha uzun süre sırtımda taşımam gerekiyordu. Bunları yapsaydım hastalanmayabilirdi.
Sayfa 275Kitabı okudu
Tanıdık geliyor...
Her iki toplum düzeninde de eşit koşullar ya da tarafsız yargı sistemi yoktu. Kuzey Kore'de yargı sistemi iktidardaki Komünist Parti'nin bir koludur, Latin Amerika'da ise geniş halk kitlelerine karşı ayrımcılık aracı olarak kullanılıyordu. Kapsayıcı dediğimiz ekonomik kurumların tam tersi olan bu tür kurumlara sömürücü ekonomik kurumlar diyoruz. Bu kurumlar, toplumun bir alt kümesine fayda sağlamak için bir başka alt kümesinin gelirini ve zenginliğini aldığı için sömürücüdürler.
Sayfa 77 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Reklam
Kuzey Kore 25 Haziran 1950
“Öğretmenim de bundan bahsediyordu işte. Artık okul olmamasının nedeni bu!” diye bağırdı radyoyu işaret ederek. “Savaş! Savaş! Bugün başladı. Savaşa girdik!”
Kenan bölgesinde (Arabistan'ın kuzey sahası) bereket ile ilgili olarak, tabiatın gidişini idare eden ilâhlara insanlar kurban edilirdi. Tanrının hiddetini yatıştırmak için, Câhiliyye Araplarınca en kıymetli evlât olan, erkek çocuk takdim olunurdu. Bu insan kurbanının izleri Sâmi menşeli olan «semavi» dinlerde de devam etmiştir. Hz. İsa'nın insanlığı kurtarmak için, kendisini feda ettiği telâkkisi gibi. Bizzat İsa «Son Yemek»inde ekmeği kendi vücuduna, şarabı kendi kanına benzetmiştir ki, o kan insanlığın selâmeti uğruna dökülecektir. İslâmiyette kutlanan «Kurban bayramı» dolayısiyle anlatılan Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etme teşebbüsü hikâyesi mâlumdur. İnsan kurbanı âdeti Uzak-doğuda da vardı. Çin kaynakları Kore kavimlerinden Fu-yü'ların böyle bir geleneği olduğunu kaydederler. Bazı Moğol kavimlerinde ve Çin'de de bu âdetin bulunduğuna dair işaretler mevcuttur.
Sayfa 50 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Şaman terimi Tunguzcadan -Rusça yolu ile- Batı ilim dünyasına geçmiş ise de, aslen Sanskritçenin kollarından bir dile bağlanmaktadır. Bundan 60 yıl kadar önce «şaman» kelimesi ile bunun Türkçe karşılığı kabul edilen «kam» sözünün, fonetik bakımdan, birbirinin aynı olduğu ileri sürülmüştü. Daha sonra bu iddianın yetersizliği gösterilirken, Hind-Avrupa dillerinden Toharcada (Samane = Budist râhip) ve Soğdça'da (smn = saman) kelimelerinin keşfedilmesi, terimin Hind menşei olduğu düşüncesini destekledi ve bu husus tarihî ve etnografik vesikalarla büsbütün kuvvet kazandı. Şaman kelimesi Tunguzcaya yabancı görünüyordu ve şamanlığın güneyden kuzeye doğru yayılışında Budizm (lamaizm) tesiri sezilmekte idi. Budizm 4. yüzyılda Kore'ye, sonraları Uygurlar arasına, 13. yüzyılda Moğollara, 15. yüzyılda Amur nehri bölgesine nüfuz etmişti. Mançular arasında ise Budizm 9. yüzyılda görünmüş, fakat Ming sülâlesi zamanında (14-17. yüzyıllar) yayılmıştı. «Ruh» adlarından bir kısmı Moğol ve Mançu dillerinden alınmış ise de, «ruh» larının çoğunluğu Budist menşeli olan ve şaman cübbesinin üzerindeki tasvirlerin Budist rahipleri kostümlerinin taklidi bulunan Tunguzlar nihayet, komşuları olan Yakutlara tesir etmişlerdi. Şüphesiz «mirâç» gibi bazı şamanik unsurları ihtiva etmekle beraber Budizm, şamanlık demek değildir. Fakat bu güney kültürleri mahsulünün Orta ve Kuzey Asya'ya nüfuzunda başlıca aracı rolünü oynamıştır.
Sayfa 39 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Tek başına yöneten ve yerinden edilemez bir partiyi temel alan her rejimde diktatörlük imkanı üstü kapalı biçimde vardır. Lenin'in Bolşeviklerinin merkezileştirilmiş hiyerarşik yapısını temel alan bir parti örgütlenmesinde bu bir ihtimal haline gelir... Komünist siyasal sistemleri kalıtsal olmayan monarşilere dönüştüren Josef Stalin idi... Monarşiyle benzerlik, bu türden bazı devletlerde yönetimin kalıtsal yolla el değiştirmesi eğiliminde de görülür. Kuzey Kore ve Romanya bu konuda iki örnektir. Böyle bir gelişme erken sosyalistler ve komünistler için bütünüyle saçma ve anlamsızdır.
Sayfa 524Kitabı okudu
Reklam
Mete Han istisnai bir askerlik dehasına sahipti. Tek merkezden yönettiği ordusuyla Kore'den, neredeyse Macar Ovası'na kadar bütün bölgeye barış ve refah getirmiştir. Bu kadar Çinliyi nereye gömeceğim dediği bir savaş vardır. Tatunkfu kayıtlara geçen ilk Türk meydan savaşıdır. Savaşta 320 bin kişilik Çin Ordusu'nu İmparatorları Kao-ti ile birlikte Peteng Kalesi'nde muhasara altına aldı. Günlerce kuşatma altında kalan İmparator Kao-ti kuzey eyaletlerini Mete'ye bırakmak ve her yıl vergi vermek şartıyla sulh yapmak zorunda kaldı. Bu felaketli günleri, Çin'de hâlâ söylenen şu halk türküsü çok iyi anlatmaktadır. "Peteng Kalesi altındaki felakette yedi gün ekmek bulunmadı; asker yay çekemedi."
Sayfa 192 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
·
Puan vermedi
Kardeşimin Koruyucusu
KARDEŞİMİN KORUYUCUSU Bu kitapta anlatılan hikaye Kuzey Kore ve Güney Kore arasında 1950 li yıllarda yaşanan bir savaşta hayatları değişen bir ailenin hikâyesi.. Hikâye kısmen de olsa gerçek hayattan, yazarın annesinin anılarından esinlenerek yazılmış..Sora, Youngsoo ,Jisoo, Omahni(anne), Abahji(baba).. Dört kişilik bir aileydi onlar.. Kitabın
Kardeşimin Koruyucusu
Kardeşimin KoruyucusuJulie Lee · Genç Timaş Yayınları · 2023289 okunma
İnsanlar kendilerine daha yakın yerlerde olup biten şeyleri daha çok önemsiyorlardı. Güney Kore, Kuzey Kore yüzünden endişeleniyordu. Londra'daki insanlar Londra'daki ev fiyatları yüzünden endişeleniyordu. Eğer biri yağmur ormanında çıplak yürüyorsa, o yağmur ormanı kendi bahçelerine yakın olmadığı müddetçe adamın çıplak olmasını umursamıyorlardı. Kendi güneş sistemlerinin ötesinde olanlarla ilgilenmedikleri gibi, Dünya'yla ilgisi yoksa sistemin içindekilerle de çok az ilgileniyorlardı.
684 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.