Zavallı yurdum! Zavallı diyorum, ama zavallı olmadın,olmayacaksın. Allah'ın kitabına inanan, Rasulullah'ın (s.a.v.) sünnetine varis olan " La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah" şemsiyesi altına girenler oldukça bu yurt zavallı olmayacaktır. Bugün biz gidersek bizden sonra tevhid sancağını taşıyan nesiller gelecektir. Bir gün yeryüzü ve benim yurdum da Allah'ın nuruyla aydınlanacak. Bütün insanlık Kahhar olan Allah'ın kulluk şemsiyesi altına girecektir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Mekke şehir devletinin bu komşu devletlerinden büyük olanları vardı; küçük olanları vardı... Bunların en büyükleri İran ve Bizans imparatorluklarıydı. Bu iki devlet devamlı savaş halinde olup, birbirleriyle rekabet ediyorlardı. Bu rekabetin temelinde sömürü vardı. Her ikisi de sömürgelerini genişletme çabasındaydılar. Ve bu çabalarının altında; binlerce, belki milyonlarca insan eziliyordu. O zamanın süper güçleriydi bunlar... Bunun içindir ki, Hz. Muhammed (s.a.s) İslam'ı tebliğ etmeye başlayınca, muhataplarına şöyle seslenecektir. 'La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah' deyin, Bizans ve İran'ın sarayları yıkılacaktır.'
Sayfa 37 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden rasulullah.
Sayfa 197Kitabı okudu
En Zor Yazı
Son yıllarında "Baba, demiştim, 90 yıl yaşadın, hayattan ne anladın?" Cevabın kısa ama netti:"La ilahe illallah, Muhammeden Rasulullah. Gerisi boşmuş.
Nakledildiğine göre Resul-i Ekrem, “kâbe kavseyn”e erişince o makamda büyük bir sandık gördü. Sandığın kilidi nurdan idi. Resulullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesselam], “Ey Rabbim! Bu sandıkta ne var? Anahtarı nerededir?” diye sordu. Cenab-ı Hak, “Onun anahtarı sendedir. لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ ‘La İlahe illallah Muhammedün Resulullah’ demendir. Söyle!” buyurdu. Peygamber Efendimiz, “Ben, Kelime-i tevhidi söyleyince sandık açıldı. O sandığın içinde uçsuz bucaksız bir deniz, denizin ortasında bir ağaç, ağacın dalında bir kuş ve kuşun ayağında bir zerre toprak olduğunu gördüm. Allah Teala’ya, ‘Ey Rabbim! Bu deniz, bu ağaç, bu kuş ve bu kuşun ayağındaki toprak zerresi nedir? diye sordum” buyurdu. Hak Teala şöyle buyurdu: Ey Habibim! O deniz, rahmetimin denizidir ki onun ucu bucağı yoktur. Ağaç ise dünyadır. Ağacın dalındaki kuş, ümmetindir. Kuşun ayağındaki toprak zerresi ise ümmetimin işlediği günahlardır. Yani onların günahları rahmet denizin yanında bir zerre topraktır, denize düşer, kaybolup gider. Ben merhamet edenlerin en merhametlisi olan erhamü’r-rahimin hükümdarım.
undefined
İnsan Rabbani silm'e yani Lâ ilâhe illallah Muhammedun Rasulullah'ın gerçek mahiyetine bütünü ile girmediği sürece de gerçek anlamı ile Tih'ten çıkamaz.
Reklam
338 öğeden 461 ile 338 arasındakiler gösteriliyor.