Bir toplumun nasıl en dipten zirveye çıkabileceğini, örneğini yani Finlandiya'yı göstererek, anlatmış kitap. Toplumu bütün katmanlarıyla, köylüsünden din görevlisine askerinden öğretmenine, ele alan kitap diğer ulusların örnek alabileceği tarzdadır. Kitapta güçlü devlet olma şartının ilk basamağında kültür olması dikkat çekicidir. Paradan, silahtan veya teknolojik gelişmişlikten önce kültür ele alınıyor. Bu bizimde şuan içinde bulunduğumuz durum için reçetedir aslında.
Aşk üzerine atıştırmalık. Amerikan hayat tarzı ve bu tarzın getirdiği ilişkiler aşklar üzerine yazılmış. Okuması kolay, insanı yormuyor sıcacık bir tarzı var.
Kİtabın başrolündeki eski polis arkadaşın lakabı kuzgun. ne zaman kuzguna bağlayacak diye 500 sayfa okudum, sonunda bağladı allahtan yoksa boşa vakit kaybı olacaktı.
Kitap sanki danimarka reklamı, isveç düşmanı gibi yazılmış. Orası şöyle iyi burası böyle kötü algısı beni çok darladı. Yine de yoklukta gideri olan polisiye tarzı uzuuun bir kitap.
Kitabın iyi yanı ya da okunur kılan kısmı, japon kılıç sanatından detaylı olarak bahsetmesi idi. Kılıçların nasıl yapıldığı, 500-600 yıllık kılıcın bu gün bile halen nasıl keskin olduğu, kılıçların ruhlarını, şecerelerini, estetiklerini merak ediyorsanız mutlaka okumanız gerekir. Kitapta bütün kılıç hamleleri isimleri şekilleri ile birlikte verilmiş.
"Bir gün bir kılıç ustasının yanındaki çıraklardan biri artık yetiştiğini söyler ve yaptığı kılıcın ustasınınkinden daha iyi olduğunu iddia eder. İnsanlar toplanırlar ve bu iddiayı test için bir dere kenarına gelirler. Çırağın yaptığı kılıç derenin içine, keskin tarafı akış yönüne bakacak şekilde yere paralel koyulur. Çırağın kılıcı, suyu keser, suyla gelen çalı çırpıyı dalları keser hatta yüzen balıkları bile keser. Daha sonra ustanın kılıcı aynı yere koyulur ama ustanın kılıcı hiçbir şeyi kesmez. Çırak sevinir ama insanlar ona "sen bir katil yapmışsın önüne geleni parçalayan ama ustanın kılıcı neyi kesip neyi kesmeyeceğini bilir"
gibisinden hikayeler barındırır.
Kılıçlar haricinde kitap tom cruise 'ın "the last samurai" filminin modern hali gibidir. Bir amerikalı kalkıp japonyaya gidip, kısa sürede kılıç kullanmayı öğrenip yakuzayı dağıtması üzerine yazılmış.
47. SamurayStephen Hunter · Doğan Kitap · 20096 okunma
Asr suresinin tefsiri niteliğinde...
İşlerini hızlı ve seri yaparak zamandan kazanmaya çalışan insanoğlunun, zaman kazanırken insanlığını kaybettiği, çok hoş bir hikaye ile anlatılmış kitapta. Çocuklara hitap eder gibi duran ama kainatın en büyük sırrı olan "zaman" üzerine, herkese yazılmış.
Farklı açıdan bakılırsa, açık bir kapitalist düzen eleştirisi de denilebilir. İnsanın monotonlaşması, insanlık özelliklerini geride bırakıp sadece çalışmaya yoğunlaşmasının eleştirisi denilebilir de.
Kısacası, okuyunuz ve okutturunuz.
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,2bin okunma