Arkasına döndüğünde, sanki fırtına onlara yaptıklarından dolayı utançla ağlıyormuşçasına yağmurun başladığını gördü...
Sağanak yağmur, Tanrı tüm okyanusu içine çekmiş de şimdi üzerlerine tükürüyormuş gibi öfkeyle yağıyordu.
Gereksiz ve uzun bi yolculuğu anlatıyor. Çoğu yerde ölümleri, kaçışları bile anlamıyorsun. İlk kitabın bi devama ihtiyacı varmış da ondan yazılmış gibi.
Sessizliği bozan Minho oldu. "Sanırım biz de pencerenin önündeki Deliler gibi psikopatlaştık. Çok normal bir şeymiş gibi oturup Fare Adam'ın konuşmasını bekliyoruz. Sanki bir tür okuldaymışız gibi. Şunu söyleyebilirim ki eğer bize bir şey söyleyecek olsaydı o görünmez duvarın korumasına ihtiyacı olmazdı, öyle değil mi?"
"Kes sesini ve dinle," dedi Newt. "Belki de her şey bitecek."
"Ya, tabii," dedi Minho. "Ve Tava'nın küçük bebekleri olacak, Winston o devasa sivilcesinden kurtulacak, Thomas da bir kez olsun gerçekten gülümseyecek."
Thomas, abartılı bir gülümsemeyle Minho'ya baktı. "İşte, mutlu oldun mu?"
"Dostum, çok çirkinsin," diye karşılık verdi Minho.
5 kitaplık Labirent serisinin ikinci kitabı olan Alev Deneyleri kesinlikle okunması gereken bir kitap. Kitapta anlatılan olayş şu; Kayranlılar Labirent’ten kaçtıktan sonra
İsyan onları buluyor, daha sonra Alev’e gitmelerini, orada güvenli bölgeye kadar belirlenen sürede gitmeleri isteniyor. Ama bir sıkıntı var, Alev’deki güneş hem sağlığa zararlı ve anında etkisini gösteriyor; hem de Alev’de yaşayan deli toplulukları var. Film ile arasında çok büyük farklar var. Örneğin kitapta İsyan için Alev’e gidiyorlar, fakat filmde İsyan’dan kaçıyorlar. Kitabı bitirdikten sonra büyük bir boşluk hissettim, çünkü Thomas’ı öylece alıp götürmeleri çok saçma gelmişti. Eğer hâlâ okumadıysanız en kısa zamanda okumanız dileğiyle.