Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
Lacan ah be!
Freud'un bu öğretiye katkısı, onu ilksel, sorgulanamaz bir gerçekmiş gibi görünmesini sağlayacak ağırlıkta bir kuram ve mitolojiyle donatmak oldu. Nişanlısına bir kadının ne istediğini anlattıktan sonra kadının ne istediğini hiçbir zaman bilemeyeceğimizi söyleyen kuşkusuz Freud'dur. Lacan da onun izinden giderken son derece tutarlıdır (tabii söylemin dışında kalmış biri olarak kendimde bunu söyleme hakkı görebilirsem). Erkeği insan, kadını ise öteki olarak gören bir kültür ya da psikoloji kadını sanatçı olarak kabul edemez. Sanatçı özerk, tercih yapan bir benliktir; böyle bir benlik olabilmek için kadın kadınlığından soyunmalıdır. Bu kısır haliyle de erkeği taklit etmelidir, elbette eksikleriyle.