Gitmek cesaret ister ufaklık
Gittinmi tam gideceksin
Öyle beylik laflara gerek yok
Hiçbir keşke kalmamalı dilinde
Şüphe bırakmamalısın geriye
Gelmez diyecekler
Öyle bir gitti ki
Yel esti ardından demeliler
(Temmuz Ayı Öykü Etkinliği)
“Colombus’un Amerika’yı keşfettikten sonra bundan başkalarına söz etmiş olması ne büyük talihsizlik!” (Margot Asquit)
“Ben” dedi, ceketinin iç cebinden çıkardığı pasaportu hiddetle masaya vurarak. “Şahsıma layık görülen bu aziz vizeyi 3 yıldır şerefle taşıyorum. Benim Amerika’ ya olan sevgimi alaya
Onu (onu, onu)
Her günüm aynı bu mahallede her yol eder beni kordan alevlere davet
Katlanmam gerekiyodu bu çilelere ruhum yaşarken ölümle rekabet
Bak beni kaç seneden beri takip eder gölgem gibi peşimde lanet
Bilmiyorum bu yolun sonuna dek gözlerimin içini bürür mü kan hep, kan hep, kan
Aldanıp onlara yanlışlara kan
Bürüyodu gözlerimi
Edebi fikir internet sitesi
Kediler, İzleyenler, İzlenenler

Çok uzun zamandır onu izliyor. Başından geçenleri de görüyor mu? Sanmam. Hemen her gün yüz yüze geldiği bir takım durumların içerisinden kendisini nasıl sıyırıyor, zihninde dönen türlü naneleri hangi çorak zihnin arsasında sulayacağını ne ölçüde mümkün kılıyor yahut zamanla
Her insan, okunması gereken bir kitaptır derler. Bak hele bak laflara bak, güzellemelere bak sen. Yahu her kitap, okunması gereken bir kitap mı da, her insan okunması gereken bir kitap olsun? Mesala, karısını öldüren bir adam mı kitap oluyor? Ya da sabahtan akşama kadar sosyal medya da takılan, sığır gibi yatan bir bok yapmayan kadın mı, kitap oluyor? Bu tür güzellemelerle, değerli ile değersizleri aynı kefeye koyuyorsunuz. Yapmayın! Şu politik doğruculuğu yapmayın artık. Dünyanın burnu boktan çıkmıyorsa 1) politik doğruculuk 2) saçma sapan kolektif şeyler yüzünden, burnu boktan çıkmıyor!