Kardiyo modu
bayı­rı tırmanan lagar bir beygir gibi güçlükle nefes alıp ver­meye başlamıştı.
Karanlık ve suskun bir gece, tıpkı hayatımın üzerine çökmüş gece gibi. Kapıdan, duvardan, perdenin arkasından bana yüz göz oynatan korkunç karaltılarla dolu gece. Bazen odam öyle daralıyordu ki, bir tabutta yatıyordum sanki. Şakaklarım yanıyordu, organlarımdan en ufak bir hareket beklenemezdi. Bir ağırlık, göğsümü eziyordu: Siyah lâgar beygirlerin yanlarına asıp kasaba götürdükleri koyun ölüleri gibi ağır bir ağırlık.
Sayfa 76
Reklam
Bazen odam öyle daralıyordu ki, bir tabutta yatıyordum sanki. Şakaklarım yanıyordu, organlarımdan en ufak bir hareket beklenemezdi. Bir ağırlık, göğsümü eziyordu: Siyah lâgar beygirlerin yanlarına asıp kasaba götürdükleri koyun ölüleri gibi ağır bir ağırlık.
Sayfa 76 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Romanya’nın Gorj Bölgesindeki çokgözlü Yaşlı Kadın Mağarasında (Peştera Muierii) 1952'de, bir grup kemik ve bir kadının neredeyse eksiksiz kafatası bulundu. Kemiklerin yanında, taş ve kemikten yapılmış, gelişkin el aletleri de vardı. 1998’de Portekiz'deki Old Mill kaya mağarasında (Lagar Velho) dört yaşlarında küçük bir çocuğun iskeleti
Sayfa 179
Raskolnikov, ölçülü adımlarla rahat rahat yürüyen, yüklü halleri yüksüz hallerinden âdeta daha iyiymiş gibi, kendini zorlamadan dağ gibi yükleri çeken, bu uzun yeleli, kalın bacaklı güçlü atları seyretmekten hep hoşlanırdı. Ama şimdi, tuhaf değil mi, bu kocaman arabaya, çelimsiz, halsiz, lagar, demirkırı, zavallı bir köylü beygiri koşulmuştu.
İş vardır, iş vardır. Bir kaba iş, öküzün ve yük beygirinin, canı çıkmış lagar beygirin yaptığı iş vardır, bir de kafa işi, zihin işi vardır. Bilgiyle harmanlanıp on kat, yüz kat, hatta bin kat daha verimli hale getirilen iş. Bir de döve döve yaptırılan, toprak kölelerinin istemeye istemeye yaptığı, başkasının işi olan iş vardır. İnsanın canını sıkan iş. Bir de insana şevk veren, onu canlandıran iş vardır. Özgürce yapılan iş. Canlı ve yaratıcı iş. İnsanı kartal gibi kanatlandıran iş.
Reklam
Karanlık ve suskun bir gece, tıpkı hayatımın üzerine çökmüş gece gibi. Kapıdan, duvardan, perdenin arkasından bana yüz göz oynatan korkunç karaltılarla dolu gece. Bazan odam öyle daralıyordu ki, bir tabutta yatıyordum sanki. Şakaklarım yanıyordu, organlarımdan en ufak bir hareket beklenemezdi. Bir ağırlık, göğsümü eziyordu: Siyah lagar beygirlerin yanlarına asıp kasaba götürdükleri koyun ölüleri gibi ağır bir ağırlık
Cervantes’in Don Kişot’u bakışı
“Çok açık, anlaşılması son derece kolaydır. Ço­cuklar onu gözden geçirirler, gençler okurlar, yetiş­kinler anlar, yaşlılar da göklere çıkarırlar. Kısacası bu kitap her çeşit insan tarafından o kadar gözden geçirilmiş, o kadar okunmuş, o kadar ezberlenmiştir ki, insan ihtiyar, lagar bir at görür görmez: İşte Rosinante! demekten kendini alamaz. Nihayet bu hika­ye, okunabilecek hikayelerin en eğlenceli olanların­ dan biridir. Hele yüz kızartacak tek bir kelimenin, inançlı bir katoliğe yakışmayacak tek bir düşünce­nin bulunmayışı bu hikayeyi daha eğlenceli kılmak­tadır”
Don QuijoteKitabı okudu
Tartışmaya açık bir konu
“Türk-İslam medeniyeti” sloganı… Boş bir kavram olmayabilir, ama bugünkü bilgisizlik düzeyi ve tarih yazımın lagar kullanımıyla fazla bir şey ifade etmiyor
Yola çıkış günü çoktan aşılmış, Hareketin geçmekte belirlenen yeni süresi. Gözden geçirilmiş, yeniden kaplanmış, berkitilmiş Unutulmaya bırakılmış olan kış arabası. Yükleri hep bilindiğince, üç kibitka örtülü üstü, Taşımakta türlü ev pılı pırtısını, Tencereler, iskemleler, sandıklar, Türlü reçeller kavanozlarda, yataklar, Kuştüyü şilteler, kafesler içlerinde horozlarla, Çömlek kaplar, leğenler et cetera, Eh, epeyce var yok her türlüsünden. Ve işte bir kulübede hizmetçiler yaygarayla Yükselttiler bir gürültüyü, veda üzre ağlaşmalar: Sürülüyor avluya onsekiz beygir lagar,
Reklam
Hiçdurma sürün masaların altında, sür o lagar kısrağını Önce Karan'ı, sonra elden ele geçen Karanfil’i kırbaçla!.. Teşbih gibi dizilen Türkçelerden kopunca da vaveyla Oldun gitti hem şair hem edip Sofokles'in Oedipus'uyla anam avradım olsun deyip... Ne gam sonuncu gelmişse kıymatlı Ela Sen kazandın ya ödülü, Mandıra, Madara ya da
aboo bu ne bitmiyor Allah' ım ilk roketle uçan lagar ilk başarılı uçuş hazerfan ilk rasathaneyi kuran gerçi sonra emekleri boşa çıkmış Tayiküddin Mehmet'in çünkü şeyhülislamın emriyle o ara bir çok olay olduğundan dolayı bu hayırlı değil ne lanet bir şey deyip yıkmışlar Erzurumlu İbrahim hakkı marifetname , hocası için güneş ışığını
Resim