Bir aşk hikayesi...
Aşkı yüzünden 33 yıl akıl hastanesinde kalan kadın sanatçı heykeltraş CAMILLE RODIN’E duyduğu sonsuz AŞK... Onun hikâyesi aslında 19 yaşındaki kız öğrenciyle, 43 yaşındaki öğretmeni arasında, yakan cazibe, önüne geçilemeyen aşk, bitmek bilmeyen tutkuyla sonu gelmez takıntılar ortasında, akıl hastanesinde biten bir öyküdür... Fransa’da hali
Köye geldim. Bahçeden kara lahana, taze nane, maydanoz, üzüm yaprağı toplayayım derken bir de baktım ki ilerideki ağaçta kirazlar oluvermiş. Tabii ki de üstümüze düşen görev hemen tamamlandı. :) Yemin ederim köy bir cennet. Yaz mevsimini en çok köy de seviyorum. Bahçede iken bir şeyleri alıp yemeyi seviyorum. Ağaçta oturup meyve yerken doğayı seyretmeyi seviyorum. Canııım köyüm. :) Neyse köy edebiyatı ve güzellemesi anlık olarak bitmiştir. :))
Reklam
Yazarın Gözünden Devrimci Rus İnsanı !
Gördüğüm insanların hepsinin basit birer görünüşü vardı. Hepsi de önlerine gelen lâhana çorbasını, patates haşlamasını, yahut da kara darıdan yapılmış lâpayı sakin bir ilgisizlikle yiyorlardı. O günlerde adları dünyanın her tarafında duyulan bu sakin ve kendi halinde görünüşlü insanların, nasıl olup da, adına şu ihtilâl denilen çetin ve kanlı şeyin dümenlerini ellerinde tutan insanlar olabileceğine hayret ediyordum. Fakat gerçek buydu.
Sayfa 198 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Şimdiki Erzurum gece yarısı Et kuyruğunda
Gerçi Erzurum, şiddetli kış şehridir. Fakat muntazam bostanları çok olup kavunu, karpuzu, lahana ve patlıcanı bol olur. Arazisi geniş, fiyatları ucuz dedikleri yer tam burasıdır. Erzurum'un topağı verimlidir. Vilayeti geniş ve mamur, buğdayı ve diğer mahsulleri meşhur, yiyecekleri güzel ve beğenilir, ekili yerleri bereketli bol, nimetleri çok, binlerce pınar ve akarsuları olan bir şehirdir. O kadar ucuzluk ki, deve dişi gibi buğdayın beş eşek yükü bir kuruştur. İki at yemi bir akçedir. Bir eşek yükü arpa iki akçedir. Bir okka olan beş dane has beyaz ekmek bir akçedir. Koyun ekinin okkası iki akçeye, sığır eti bir akçeye, bir tavuk bir akçeye, kırk yumurta bir akçeye, bir güvercin palazı bir akçeye, yüz dirhem yağlı katmer çörek bir akçeyedir. Diğer yiyecekleri de bunlara göre kıyas edilebilir.
Göğüslüğünde elmas kakmalı haç bulunan şu heriften şüphe­siz iyi bir uzun havacı olurdu. Belediye başkanı üzüntüyle, "Yerel kilise tepeden tırnağa hasta..." diye ilave ediyor, belirgin bir Alsace şivesiyle konuşan yüksek rütbeli papazları da kastederek: "Böylesi olacağına hiç ol­masaydı daha iyiydi! Rütbeleri yükseldikçe, tıpkı etraflarındaki toprağı verimsiz kılan koca köknarlar gibi zararları dokunuyor. Strasbourg'un yüksek mevki sahibi Katoliklerinin insana hiçbir faydası dokunmuyor." Belediye başkanı, ağızlarını sulandıran madrabazlıklar için tahıl, nohut, mercimek, lahana turşusu, do­muz eti, tuzlama istif eden rahip cüppesi giymiş vurguncuların açıkça aleyhinde konuşmakta tereddüt etmiyor artık: "Tekelcilik yapan bütün piskoposluk meclisi üyeleri pataklan­mayı, yakalarından tutulup pirelerinin silkelenmesini, kenelerini ayıklamak için derilerinin yüzülmesini hak ediyor. Şerefsizlik­ten bir an olsun çekinmeden manastırlarınızda hırsızlama elde edilmiş tahılları istifliyorsunuz, zavallı aile babası hiçbir şey bu­lamayıp karısıyla çoluk çocuğuyla açlıktan ölse de. İşte bu yüz­den fiyatlar bu kadar yükseliyor. Her şey ateş pahası! Muhasebe defterlerinize yuvarlanmış rakamlar yazıp sadece ufacık meblağ­lar veriyorsunuz borç olarak. Doluyu, donu, kuraklığı ellerinizi ovuştura ovuştura neşeyle karşılıyorsunuz.
Sayfa 27 - Sel Yayınları
Eski aşklar tekrarlanır mı dersiniz? Lahana ikinci kez haşlanır mı?
Sayfa 115 - AlfaKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.