Ben hiçbir ülkenin vatandaşı değilim! Göğün vatandaşıyım. Lale Müldür
"Geceleri uyuyup kalmadan önce seninle konuşmaya ihtiyacım var. Sabahları seninle kahvaltı, akşam üstleri ekmek ve çay, akşamları reçelli sohbetler, Pazar sabahları iki başına yürümek, ilkbaharlarda uçurtma, sonbaharlarda geniş bulvarlar ve kestane, yazın boş otoyollarda motosikletle gezinmek, kışın sobanın yanında bir koltukta birisinin benimle uzun uzun konuşmasına ihtiyacım var… Ya senin ?"
Reklam
“Güzel bir rüya: yanımda birisi var, tanımadığım birisi. ‘Ben yokken ne yaptın?’ diyor. ‘I didn’t exist’ diyorum. ‘Ben de’ diyor.”
Gözlerimi büyük büyük açıyorum... Meleklerin üflediği o cam parçacıkları rüzgarına. Gelmiyorsun... Kara yağız atlar geliyor soğuk odama. Düşen göktaşları geliyor... Gözlerini karalarla bağlamış melekler geliyor. Sen gelmiyorsun...
''...sonra belki çay içeriz. Şansımız varsa yağmur da yağar. Damlalara huzur yüklemece oynarız. Benim damlam seninkini alnından öper. Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence....''
“Rüzgâr hediye edilebilseydi eğer, Sana rüzgâr hediye etmek isterdim. Sarı yapraklı bir ormanda..”
Reklam
Seni bir gün en yakının ele verirse eğer, öğren susmasını ve ağlamamasını. Bir kavanozun içinde mavi bir gül yetiştir her gün daha çok yaşayan. Bir masalın ağzını kapat ve yat geniş odalarda, bir oksijen çadırında. Ona kötü bir şey olsun istedim. Bana aşık olsun istedim.
“Ben böyle yaşıyorum işte, bir şeylerin acısı, bir şeylerin anısıyla."
Ben de bırakıp bütün kentleri, başımı bir kıyıya yaslarım belki.
Bir gün aynalarda bir başkasını değil de Kendimi gördüğüm an her şey bitecek demiştin.
Reklam
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden. Benim içim yansın, sen üzül. Biz hiç değilse bir acıyı paylaşmış olalım.
Şiirin tam sizi vurduğu yerde, kendi ölümcül yaranızı görebilirsiniz.
Geri gelmemek üzere giden bir şeyin, Kanat sesleri kalacak yalnız kulaklarında.
Şiirin tam sizi vurduğu yerde , kendi ölümcül yaranızı görebilirsiniz. Lale Müldür
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.