Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
184 syf.
·
Puan vermedi
·
205 günde okudu
Bukowski’nin dediği kadar var; “Fante was my God.” İşte ben de o kadar seviyorum Fante’yi, anlatışını, öykücülük tarzını, karakterlerinin her zaman o kendini beğenmişliği ve herkesin içinde olan o gerçek egoyu aktarma şeklini. Uzun yıllardır Fante okumamıştım ve bu kitapla seriye yenisini ekledim. Daha önce Fante’den okumadığım bir tarzda küçük öykülerden oluşuyor kitap. Bazıları için efsane diyemesem de aralarında gerçekten Fante dilini aldığım ve çok sevdiğim öyküler oldu. Kitaba adını veren öyküdeki çocuğun düzene isyanının anlatılışına bayıldım. “Suçlu” öyküsündeki aile içindeki huzursuzluk çok tanıdık, “Lanetli yazarın vakası” uzun uzadıya bir kitap olabilirmiş hissi verdi. Ve bana göre öyküler kesinlikle en güzele doğru sıralanmış kitapta en sondakilerden daha fazla tat alıyorsunuz okurken. Ah bir de tabi “Toza Sor’a Önsöz” var kitapta, ki bu kitabı okuyanlar bu tanışlığın verdiği hissin ne demek olduğunu anlayacaklardır. Fante’nin dünyasında bir duvarcı ustanın oğlu olma hissinin yanında bir yazarın yüksek bakışından insanları ve olayları görmeyi özlemiştim.
Büyük Açlık
Büyük AçlıkJohn Fante · Parantez Yayınları · 2015274 okunma
LANETLİ YAZARIN VAKASI
Roseville'e taşınmamızın iki nedeni vardı ve birincisi o denli aykırı ki söylemeye dilim varmıyor; üstelik sakin bir taşra kasabasında yaşamayı arzu ediyorduk. Roseville sakin olmadığı gibi taşra kasabası da değildir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
-Yuh Olsun Dibber Lannon' a -Jakie' nin Annesi -Suçlu -Kötü Kadın -Toza Sor' a Ön Söz * -Yağmurda Sırılsıklam * -Gerçek Müptelası Bir Yazar -Otobüs Yolculuğu -Mary Osaka, Seni Seviyorum -Valenti' nin Evcilleştirilişi -Lanetli Yazarın Vakası -Mama' nın Düşü -Annenin Günahları -Büyük Açlık -Paris' i İlk Görüşüm * Kitapta yer alan hikayeler bunlar. Ben sadece 3 hikayeyi sevdim. Diğerleri olmasa da olurmuş bana göre. Toza Sor' a Ön Söz zaten kitabın arka kapağında yer alan ve sizi tavlayan hikaye, Yağmurda Sırılsıklam, Fante' nin en sevdiğim yanını içeren bir öykü; aşkı, aşık olunan kadını anlatma mevzusu, Paris' i İilk Görüşüm ise çok kısa olamsına rağmen beni vuran bir öykü oldu. Şimdi, Toza Sor' a Ön Söz isimli bir bölümü içerisinde barındıran ve ilk olarak o bölümü okuyup da ''of bee!'' dediğim bir kitap olduğu için kendisi, haliyle beklentim büyük oldu. Sonuç olarak da beklentinin altında ezildi kitap. Hiçbir numara yok hikayelerde. Fante' nin novellalarından birkaç sayfa koparılık ayrı ayrı isimlendirilerek yapıştırılmışlar gibi sanki. Bir Toza Sor' un tadını asla alamıyorsunuz hiçbir öyküde. Zaten novellalarında sıklıkla yer verdiği temaları bu kez ayrı ayrı karakterlerin maceralarında yer vermiş ama hiçbir karakteri Bandini ya da Camilla kadar çekici olmadığı gibi yaşadıkları olaylar da ilgimi çekmedi, dolayısıyla çoks evmedim kitabı. Bukowski' nin öykülerini çok yaratıcı bulduğumdan çok sevmiştim ama Fante' de tam tersi oldu. Fante okuyacaksanız novellalarını okuyun bu kitap yerine. Hem onlar daha keyifli hem de bu kitapta olan her şeyi zaten onlarda da bulacaksınız.
Büyük Açlık
Büyük AçlıkJohn Fante · Parantez Yayınları · 2015274 okunma
LANETLİ YAZARIN VAKASI
"Ama Bay Aidlin üst katta ölmedi ki," dedi karım. "Çalışma odandaki kanepede öldü. "Evi satıp Los Angeles'a döndük.
Sayfa 259 - Pdf
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Akla şu soru geliyor; ne işimiz vardı Roseville'de, çünkü son derece sinir bir kasabadır Roseville. Eyalet merkezinden otuz kilometre uzaklıkta ve Güney Pasifik Demiryolları'nın temel ayırım noktasıdır. İnsandan çok yük vagonu vardır Roseville'de, nüfusu da on iki bin civarındadır. Demiryolu istasyonu Pasifik Kıyısı'nın en büyük istasyonudur, Los Angeles istasyonundan bile daha büyüktür.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Senin gibi biri üstelik," dedim. "Bu evde mutlu olacağımızdan emin misin?" "Hayatım boyunca böyle bir evin hayalini kurdum," dedim. "Kendimi bu evde daha önce yaşamışım gibi hissediyorum, düşümde." Pek de doğru sayılmazdı aslında, ama bir emlakçı daha görme düşüncesi içimi karartıyordu. Bankaya gittik ve belgeleri imzaladım.”
Reklam
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Pür dikkat sigara içip gecenin içinden gelen sesleri dinliyordum. Yaz sonuydu, sıcaktı. Penceremin ötesinde bir karaağaç kendini iyice açmış, ay ışığında parıldıyordu. Yapraklarını dökmeye başlamıştı bile. Ağaçlarla kaplı sessiz bir sokakta yaşıyorduk. Ayak seslerini iki blok öteden duyabilirdiniz, mahalle sakinleri kasabanın merkezine hep arabayla gittikleri için nadiren duyulurdu zaten.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Evin arka tarafında okaliptüs ağaçlarına ve rengarenk sarmaşıklarla kaplı tel örgüye bakan camekânlı bir teras vardı. Orası benim çalışma odam olacaktı. Karım terasa perde ve birkaç Van Gogh posteri astı. Güzel bir çalışma odası olmuştu. Güneş alıyordu, havası temizdi. Burada huzur var, diye geçirdim içimden. Sözcükler akacak burada, sayfalar kümelenecek. Ve daha önce söylediğime inanmaya başladım; evi düşümde gördüğüme.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Uykusuz saatlerimde bu egzotik soyguncuyu düşünüyor, silahımı parlatırken onu yakalamanın bir yolunu bulmaya çalışıyordum. Sonra birden bir plan geldi aklıma.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Hayal gücü," dedim. "Kuruntu." Yine de bir silah satın aldım. Bir öğleden sonra Sacramento'da kullanılmış eşya satan bir dükkânın vitrininde görüp aniden satın almaya karar verdim. Bir Smith & Wesson, 38 kalibre, Polis Özel.”
Reklam
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“at. Yetmişinde. Ağzından çıkana dikkat et." Karım benden daha tahammülsüzdür. "Makul davranmıyorsun," dedi ona. "O adamlar bir daha gelirlerse şarabını bodrumdan çıkarmak zorunda kalacaksın." İhtiyar sallanan koltukta sallandı. "Ne dedi, evlat. Ne dedi!”
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Alper Canıgüz'ün okuduğum ilk kitabı Oğullar ve Rencide Ruhlar'ın incelemesini bir kaç gün önce sunmuştum,yazar ve kitaptan çok hoşlandığımı da belirtmiştim. Alper Canıgüz cidden büyümeyen yetişkinler için yazan bir yazar,yazdıkları büyük zevkle okunuyor (en azından benim için öyle).İlk kitabın kahramanı beş yaşında ki Alper Kamu ile birlikte
Cehennem Çiçeği
Cehennem ÇiçeğiAlper Canıgüz · April Yayıncılık · 20136,4bin okunma
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Ürkütücü cazibesiyle doldurmuştu içimi tabanca. Onu Sierra yamaçlarına götürüp ateş etmek istiyordum, ama karım öyle bir karşı çıktı ki vazgeçtim. Onun yerine farklı eğlence biçimleri buldum. Silahı hızlı çekme egzersizleri yapıyordum. Tetik parmağımda çevirmeyi öğrendim. Aynanın karşısına geçip düello egzersizleri yaptım. Uykudan önce kitap okuma alışkanlığından vazgeçip onun yerine silahımı temizlemeye başladım.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Güzel ev," dedi. "Kasabanın en iyi evlerinden biri. Güzel ve sağlam. Bodrumu harika. Satın al." Karım kararsızdı. Çocukluğunda bu evde yaşamış olan trajik aileyi tanımıştı. Adları, manidar bir biçimde, Coffin (Tabut) idi ve ailenin iki ferdinin 1515 Harmony Lane'de öldükleri aklından bir türlü çıkmıyordu. Oğlu Edward arka yatak odasında çocuk felcinden ölmüş, Bayan Coffin ise ön yatak odasında kalp krizinden gitmişti.”
LANETLİ YAZARIN VAKASI
“Roseville'e taşınmamızın iki nedeni vardı ve birincisi o denli aykırı ki söylemeye dilim varmıyor; üstelik sakin bir taşra kasabasında yaşamayı arzu ediyorduk. Roseville sakin olmadığı gibi taşra kasabası da değildir. İkinci neden ailevi. Karımın annesi, babam ve annem de orada yaşıyorlardı.”
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.