...ona bir daha yazmadım ve hiçbir haber de alamadım. Ama hep andım onu. Her anımsayışımda burkuldum. Bu büyük dostluk, bu sevgi böyle bitmeyebilirdi dedim hep kendi kendime. Fakat onu hiç unutamadım...
Öyle ya, nice insan cehennemi kendi dışında algılıyor. Bir cehenneme dönüştürülen hayatın oluşumunda kimse kendi katkısını anmıyor. Aslında biziz, evet, cehennem insanın ta kendisi...
Durmadan kitap okumasını yadırgadığım için dayanamayıp sordum:
— Okulun kapalı değil mi? Neden daha kitap okuyorsun Seydali?
— Kitap, yalnız okullar açıkken ve okul için okunmaz Asêf...
Mektuplarla bir insan ne kadar tanınabilirdi? İki kez görüşmede ne kadar sevilebilirdi? Belki o yıllara ait savruluşlarda kafamda abartmıştım onu. Onu bulsam yüreğimdeki fırtınalar, iç hesaplaşmalar dinecek miydi?