Anlayana az söz de yeter, derler. Böylece bu cümleyi duyan herkes, ne yapması gerektiğini çok iyi bilirdi.
size yaklaşmak o kadar zor ki, size bunu bu akşam söylemeye karar verdim. Aşkıma karşılık beklemeyi umut edebilir miyim? Bana bunu söyleyin sadece.” “Ne diyeceğimi bilmiyorum. Düşünmem için biraz zaman verin.” “Hayır, veremem. Şu anda bir cevap istiyorum. Aşk düşünülmez. Hissedilir ya da edilmez, o kadar. Ben pek fazla konuşmam, ama sözüme sadık bir adamım. Yemin ederim, sizi sonsuza kadar seveceğim. Peki ya siz? Siz de benim için aynı şeyleri hissediyor musunuz?” “Evet!” Evet, evet, binlerce kez evet!
Reklam
Bir erkeğin, onun gibi bir erkeğin de aynı şekilde bu kadının aşkına ihtiyacı vardı.
Görgü tanıklarının söylediklerine dayanılarak yazılan tarih çoğu zaman gerçeği yansıtmayan şeylerle doludur.
Kendisini çok yalnız ve terk edilmiş hissediyordu. Büyük bir ziyafetten sonra servis tabağında unutulup tek başına bırakılmış ceviz soslu biber dolması bile bu kadar yalnız olamazdı!
Pek çok kez, ziyan olmasın diye bu harika biberi mutfakta tek başınayken yemek zorunda kalmıştı. Çok beğenseler de, yemek için can atsalar da genellikle insanlar çok açgözlü görünmemek ve son lokmayı diğerlerine bırakmış olmak düşüncesiyle bu son biberi almaya cesaret edemezlerdi.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.