224 syf.
7/10 puan verdi
Oldukça zengin bir kelime haznesine sahip Meksikalı yazar, 19.yüzyılda halkının kültürel yapısına ve siyasi gelişmelerine ayna tutarken, kendine özgü renkli anlatımıyla kah güldürüp kah ağlatmış. Bolca yemek tarifinin bulunduğu- farklı, toplumun gelenek ve göreneklerinin işlendiği- enteresan, aşkın birbirinden değişik hallerinin konu edildiği - keyifli, okunası bir roman.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,255 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Meksika da yaşayanların örf ve adetlerine göre ailenin en küçük kızları ebeveynlerine bakmak için evlendirilmez.Meksikalı bir ailenin en küçük kızı olan Tita aşık olduğu Pedro ile evlenemediği gibi ablasının onunla evlenmesine tanık olur. Yemek yapmayı çok seven Tita yemek yaparken hissettiği tüm duyguları ve düşünceleri yaptığı yemeğe geçirecek ve hatta zehirleyebilecek kadar üstün bir yeteneğe sahiptir... Keyifle okuduğum bir kitap oldu. Filmini de en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum. İyi okumalar dilerim :)
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,255 okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Meksika edebiyatına ait okuduğum ilk kitaptı. Genel Güney Amerika edebiyatı örnekleri gibi bunu da sevdim açıkçası umarım bir kitaptan yola çıkarak meksika edebiyatı genellemem çok abes değildir ve sonraki kitaplar hayal kırıklığı yaşatmaz. Kitaba gelirsem; çok büyük beklentiyle okunmaması gerektiğini düşünenelerdenim. ancak yemekler gibi anlatımın da lezzetli olduğu kesin. Kitaptan aldığım tat çok yoğundu ama açıkçası muhteşem falan gibi bir yorum yapamam. Töreyle şekillenen hayatlar, ezilen, hor görülen kadınlar ve buna rağmen yaşanan aşklar... Konusu "evet dünyada da bunlar varmış" bakış açısı için anlamlıydı diye düşünüyorum. Anlatımı dediğim gibi çok güzeldi. gerçek dışı öğeler de az veya çok değil, olması gerektiği kadar geldi bana, bir iki yerde Marquez'e benzetilip "büyülü gerçekçilik" tanımı kullanıldığını okudum ancak buna katılmıyorum, olsa olsa gerçek dışı olarak kabul edebilirim bunları. Gerçek dışı haricinde anlamsız ve saçma bulduğum yerler de vardı Bir de olay akışında önemli olan bazı noktalar aslında çok basit geçiliyor, birinin ölmesi gibi. Tek cümleyle karakter ölümü mü anlatılır dedim ama anlatılıyormuş, çok da abes durmuyor gidişata bakılınca. Neyse özetleyeyim; lezzetli bir kitap ancak dediğim gibi çok büyük beklentiye de girmemek gerekli.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,255 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bu kitabı her zaman "tam bir kadın kitabı" diye tanımlamışımdır.Yemek tarifleri var,aşk var,arka planda Meksika'daki devrim var,töreler var,gerçeküstü öğeler de fena değil.Ama beni en çok etkileyen coşkulu anlatımı oldu.Tita'nın yemeklere duygularını katması,yiyenlerin de etkilenmesi muhteşem.. Laura esquivel tanınmayı hakeden yazarlardan.Son kitabını dün bitirdim ama bu kitabını çok daha önce okumuş olmama rağmen eklemediğimi görünce bu eksikliği gidermek istedim.İlk yazdıklarıma bakarak erkek arkadaşlar sakın bu kitabı es geçmesin. Onların da bu kitaptan keyif alacakalarından eminim.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,255 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Lupita birçok olumsuz özelliği olan aykırı bir kahraman;kilolu,alkolik,kavgacı..Kitabı elinize almanızla bitirmeniz bir oluyor.Kitap Lupita'nın -kadın polis- ilçe belediye başkanının öldürülüşüne şahit olmasıyla başlıyor.Her bölüm başlığında Lupita'nın bir özelliğini öğrenirken olaylar birbiri ardına geliyor. Meksika'daki yozlaşmışlık,uyuşturucu kartelleri ve herşeye rağmen kültürlerini yaşatmaya çalışan Aztekler..Yazar gene sürükleyici,lirik bir roman yazmış.Ve yine benim en sevdiğim tarzda,umut dolu bir son yazmış.
Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu
Lupita Ütü Yapmayı SeviyorduLaura Esquivel · Can Yayınevi · 2016241 okunma
Hiçbir şey ve her şey aynı zamanda vardı.Her şey biçim kazanıyor,sonra görülmemiş bir hızda yok oluyordu.Bir saniye içinde toz yumuşak bir çamura dönüşüyor ve ayna patlamanın ardından kıvılcımlar saçarak tuzla buz oluyordu.Hiçliğin içinden balçıktan oluşmuş bedenler çıkıyor,dikilip ayağa kalkarak akıllarına estiği gibi ortalığı kasıp kavuruyorlardı ama hiçbir şey gerçek değildi,bu bir aldatmacaydı,bir hayaldi.Her türlü sesin,her türlü biçimin,her türlü duygunun ötesinde yalnızca ışık vardı.Herkesin ve her şeyin içinde yansıyan bir ışık.Lupita her bir yansımada evine döndüğünü anladı.Öyle bir an geldi ki artık yaşıyor mu,öldü mü ayırt edemiyordu.Artık yoktu,orada değildi ama aynı zamanda her şeyin içindeydi.
Sayfa 189 - can yayınları192 sayfa-16 liraKitabı okudu
Reklam
Ütü yapmak kafasını sakinleştiriyor,aklını başına getiriyordu,sanki kırışıklıkları gidermek ona göre dünyayı düzene sokmanın,otoritesini kullanmanın bir yoluydu.Onun gözünde kırışıklıkları açmak dertleri yok etmenin bir biçimiydi,bu sayede kırışıklık yok olup giderek düzene yol açıyordu.
çamaşır teknesinin adalet sistemi amansız ve demokratikti.Çamaşır yozlaştırılmaya fırsat vermiyordu.En kötü kirler bile,alçakça tasarlanmış çıkarlar araya girmeden,su ve sabunla temizlenebilirdi.
Ama o güne kadar sevişmenin yalnızca çiftler arasında yapılabileceğine inanmıştı.İki beden arasında.Birleşen iki varlık arasında.Sevgiyi yaşamanın ne olduğunu hiç bilmemişti.Sevginin kendisi olmayı!Sevgi dolu bir enerjiye dönüşmeyi.İnsanın her tür bağlantıya girmesine olanak veren şeyi:suyla ,bitkilerle,hayvanlarla, yıldızlarla,gezegenlerle,bulutlarla,taşlarla,ateşle,her şeyle ve hiçbir şeyle.
Sayfa 187Kitabı okudu
"Büyükannemin ilginç bir teorisi vardı: Hepimiz, içimizde bir Kutu kibritle doğarız. Ama tek başımıza bunu yakamayız. Deneyde görüldüğü gibi oksijene ve mum alevine ihtiyacımız vardır. Örneğin, oksijen, sevdiğiniz insanın nefesinden gelebilir. Mum alevi ise güzel bir yemek, müzik, okşamalar yada güzel sözlerdir. Bunlardan biri parlamaya neden olur ve içimizde ki kibritlerden birini yakar. Bir an yoğun bir heyecan hissederiz. İçimizde çok hoş bir sıcaklık yayılır. Bu sıcak zamanla yavaş yavaş yok olur. Sonra yeni bir parlama olur ve içimizde bir kibrit daha yanar. Bu duyguyu yaşamak isteyen herkes, kendi içindeki park patlayıcıları keşfetmek zorundadır. Bunlar yanarak ruhumuzun beslenmesine yardımcı olur. Yani başka türlü söylersek, bu yanma ruhunuza enerji verir. Bir kişi kendi tutuşturucularını zaman içinde keşfedemezse, içindeki kibritler nemlenir, hiçbir şekilde yanmaz olur. O zaman ruhumuz bedenimiz de terk eder. Karanlıkların içinde el yordamıyla boş yere kendisine besin arar. Ona besin sağlayacak tek kaynağının terk ettiği, soğutan titriyorum o vücutta olduğunu bilmez."
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Dertleri yok etmek
Ütü yapmak kafasını sakinleştiriyor,aklını başına getiriyordu,sanki kırışıklıkları gidermek ona göre dünyayı düzene sokmanın,otoritesini kullanmanın bir yoluydu.Onun gözünde kırışıklıkları açmak dertleri yok etmenin bir biçimiydi,bu sayede kırışıklık yok olup giderek düzene yol açıyordu.
Sayfa 15 - Can Yayınları
Çamaşır yıkamak
Çamaşır teknesinin adalet sistemi amansız ve demokratikti. Çamaşır yozlaştırılmaya fırsat vermiyordu. En kötü kirler bile, alçakça tasarlanmış çıkarlar araya girmeden, su ve sabunla temizlenebilirdi.
Sayfa 31 - Can Yayınları
Yalnızlık
İnsan hiçbir zaman sandığı kadar yalnız değildir. Yanımızdaki tek arkadaş kendi düşüncelerimiz olduğu zaman bile; çünkü düşünce, başkalarıyla giriştiğimiz karşılıklı etkileşimin anısından başka nedir ki?
Sayfa 112 - Can Yayınları
"Dünyada üretilen uyuşturucunun büyük çoğunluğunun onlar tüketiyor olmasalardı ortalıkta bunca kartel olmazdı. Uyuşturucuya bulaşmış lanet olasıca hükümetler! Uyuşturucunun kendilerine bıraktığı onca kara paraya ihtiyaçları olmasaydı o kadar insan ölmezdi. Lanet olasıca ödlek yasa koyucular, uyuşturucu alım satımını yasallaştıracak kadar ...şakları olsaydı bunca organize suç işlenmezdi! Ne bunca kolay para kazanma hırsı olurdu ne de bunca kargaşa, lanet olasıcalar!"
Sayfa 18
"Alkol, ölmesine gerek kalmadan kendisi olmaktan çıkanın en güzel yolunuı sunuyordu ona, içki içtiğinde yalnızca kendisine acı veren o "ben" silinip gitmekle kalmıyor, aynı zamanda tüm alem gözlerinin önünden yok olup gidiyor, artık kendisine acı vermez oluyordu, başka bir deyişle alkol onu tümden uyuşturuyordu."
Sayfa 23
"Lupita vatanı satan hainlerin, uyuşturucu kaçakçılarının, kendisi gibi insanların hayatta kalmasını engellemek için adam öldürenlerin avucuna düşmüş Meksika için de ağladı."
Sayfa 45
Reklam
"Yalnızca kendi kişisel çıkarlarının peşinde olan herkese karşı koymuştu. Meksika'ya hiç aldırış etmeyenlere. Bütün bu insanların arasında en kötüleri, kendi halkına ihanet edenlerdi. İhtiyaç sahiplerine parasız olarak dağıtsınlar diye devletin kendilerine verdiği gözlükleri satanlara. Kendi bölgelerinin başına ne geleceği umurunda bile olmadan kıyak bir iş garantisi veren adayın kazanması için oy satın alanlara. İnsanların, kendi insanlarının doğru dürüst bir hayat sürmesini engelleyenlere. Zor kullanarak denetimi ele geçirenlere. Çevrelerine tehditler yağdıranlara, herhangi bir değişiklik olasılığını öldürenlere. Lupita tanıyordu onları, onların nasıl hareket ettiklerini görmüştü, mitinglerinde dinlemişti onları, çıkarları uğruna kendi analarına bile ihanet ettiklerine tanık olmuştu."
Sayfa 45
192 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Lupita bir çok olumsuz özelliği bir arada taşıyan kadın polisimiz... kitabın baş kahramanı....Kitap Lupitanın bulunduğu şehirdeki başkanın öldürülmesiyle başlıyor.Kitap Lupitanın özellikleriyle başlıklandırılmış....Lupita ütü yapmayı seviyordu, Lupita koşmayı seviyordu, Lupita dans etmeyi seviyordu .. gibi...Her bölümde Lupitanın özelliklerinden birini öğrendiğmiz gibi başkanın ölümündeki sır perdesini de aralıyorsunuz...Ha bu arada Azteklerin inanışlarından da bahsediyor yazarımız.. şimdiye kadar okuduğum en garip polisiye kitabıydı diyebilirim...
Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu
Lupita Ütü Yapmayı SeviyorduLaura Esquivel · Can Yayınevi · 2016241 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.