Almanya’da 4 ciltlik bir kitap basıldı. O kitabın içerisinde herkes bilmeye ve görmeye başladı ki bu prensipleri hep İbn-i Hayyân ortaya koymuş. Avrupalılar Câbir b. Hayyân’ın kitabını 14. asırda tercüme etmişlerdir ama, tercüme ettiklerinin ne olduğunu ancak 16. asırda anlamışlar ve böylece Lavoisier ortaya çıkmıştır. Öbür söylediğini 17. Asırda anlamışlar, Gay Lussac prensibi ortaya çıkmıştır. 19. Asırdaysa yer çekimi prensibini anlamışlar, böylece Newton kanunu ortaya çıkmış. Ama bunları Câbir b. Hayyân on asır önce ortaya koymuştur. Ayrıca Câbir b. Hayyân bütün ilim tarihinde ilk defa laboratuvar kuran ilim adamıdır. Gözlem ve deney metodunu ilme getiren insandır. Hatta kendi laboratuvarında ilk suni hücreyi yapmış insandır. Tabi buraya gelince şaşırıyoruz. Ama Câbir b. Hayyân Hicri 2. Asırda kimya ilmini bu noktaya getiren insandır. Bugün Almanya’da Câbir b. Hayyân’ın eserleri üzerinde doktora çalışmaları yapılıyor. Ama bizim kitaplarımızda, bizim okullarımızda, bugün Newton prensini öğretilir, Hayyân’ın adını bile söylemezler. Maalesef biz kendi büyüklerimizin, kendi âlimlerimizin farkında değiliz.
Lavoisier kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken
Reklam
Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olmaz durup dururken
Sayfa 328Kitabı okudu
Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328
Yanlış, her şey yok olabilir durup dururken
Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım: koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pencerenin yanına gitti, alnını cama dayadı. Bir süre öylece kaldı. Sonra aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan.. Çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var.. Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece Bi tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız : nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye. Pencereyi açtı, aşağı sarktı. Başka kanunlar da var diyorlar. Lavoisier kanununda toplam ağırlık sabit kalırmış. Peki Selim lik? Onu nasıl tartacaksınız? Neden kimse üzerine almıyor bu özelliği? O halde haksızsınız. Bu kadar insan bir araya gelip bir Selim olamıyorsunuz. Gülümsedi. İnsanlar, insanlar...
Sonra aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan... çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım; koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar, nereye gitti, diye. Pencereyi açtı, aşağı sarktı. Başka kanunlar da var diyorlar. Lavoisier Kanunu'nda toplam ağırlık sabit kalırmış. Peki Selimlik? Onu nasıl tartacaksınız? Neden kimse üzerine almıyor bu özelliği? O halde haksızsınız. Bu kadar insan bir araya gelip bir Selim olamıyorsunuz. Gülümsedi. İnsanlar, insanlar... onu da gördük. Pencereyi kapattı.
Sayfa 328Kitabı okudu
166 öğeden 151 ile 165 arasındakiler gösteriliyor.